Beni yeniden iyi hissettirecek her ihtimal, her olumlu olasılık, her hareket, her eylem, hey olay, her şeyin hepsi, sonsuz, dipsiz bir hiçliğin inkârından kaynaklanan çürümüş yalanlardan ibaret.
Hikayem de mutlu ve mesut insanların hayatlarından bahseden yüksek prodüksiyonlu bin bölümlük aptal bir televizyon dizisi kadar toz pembe veya özenilesi değil; aksine hayatın gerçeğinin en çamur, en bok, en karanlık tarafı.
İçimde çoktan yıkılıp parçalanmış onarılmaz, tamir edilemez ve doldurulamaz, boyutları tahmin edilemez bir uçurum, kör bir kuyu, dipsiz boşluk, bir kara delik vardı.
Sıkıntı her yerde seni boğarak karşına çıkıyor, ondan kaçmak için hangi zihin oyununa elini atsan sonuç değişmiyor, sıkıntı karşısında bütün kelimeler ıskarta.
Gösteriş için hiçbir çabası olmayan, tam aksine bütün uğraşı görünmezlik olan, hiç doğmamış olması gereken donuk bir ruhun kaderin cilveleriyle beden bulmuş mat yansıması.