1982 Şubatının belki de en soğuk en hareketli gecesiydi. Şimdi sizinle Anadolu’nun ücra bir kasabasında bir muayenehanede 24 saat geçireceğiz. Birbirinden farklı dört tane hasta var; Küçük yaşta iğrenç ellere maruz kalarak vahşice tecavüze uğramış bir kız çocuğu. Hayatının baharında okulunu bitirmeden siyasi suça karışmış yağız bir delikanlı. Daha 19 yaşında sevdası uğruna ölmek için uğraşan bir genç. Kız olsa kimse umursamaz ölüme terk ederdi.. Ve 14 yaşında çocuk doğurmaya çalışan bir çocuk. Başka bir kaynaktan; Doktor karlı sokağa bakıyordu, yapmak istediklerine bir ömür yetmeyeceği hüznü ile. Rütbeli asker erleri atış pozisyonu almaları için uyardı… Kadın, doktordan kızının hayatta kalması için kanun ve ahlak öncesi bir şey istiyordu; yaşam hakkı… “Yüzünüzü güneşe tutun gözlerinizi kapamadan.” dedi asistan kız. “Sanki bir kalp sesi var.” dedi siyasi suçlu. Ebelik, dünyaya gelmesine aracı olduğu her insandan tanrının selamını almaktı. ”Yahu ben komutan değil, kaymakamım…” Asistan kız kalkıp duvardaki takvimden, Şubat 1982 yazan yaprağı kopardı. Bu köyde , orayı geliştirmek için eğitmek için hayatını oraya adamış bir doktor ve kaymakam var. Doktor tarım ve hayvancılığı detaylı öğrenip köylüye öğretmek için bile çabalıyor. Kaymakam dozer kullanıp yol açıyor. Nasıl da hasret kaldık yüreği güzel insanlara.. Size bir sor vereyim mi çok güzel bir aşk kokusu aldım bunca acının arasında. Kitabın ismi neden kırmızı kan biliyor musunuz? O soğuk Şubat günü karın üstüne çok kan aktı. Bir solukta kah yüreğim parçalanarak kah gülümseyerek okuduğum bu kitabı çok çok sevdim. Bu kitabı okumama vesile olan .. Minik yavrunun tecavüze uğradığı bilinirse hayatına son verecekti töre! Kız çocuğuna ne oldu? Çocuk anne doğum yapabildi mi? Mahkuma ne oldu? Peki o genç ? Bir daha deneyecek mi ölmeyi ? Elinize alınca bırakamayacaksınız birkaç saatte bitireceksiniz okuyunca tekrar görüşmek üzere

Author: