Kısa Türk Tiyatrosu Tarihi

Metin And

Kısa Türk Tiyatrosu Tarihi Sözleri ve Alıntıları

Kısa Türk Tiyatrosu Tarihi sözleri ve alıntılarını, Kısa Türk Tiyatrosu Tarihi kitap alıntılarını, Kısa Türk Tiyatrosu Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dramatik özellikteki oyunlarda karşıtıklardan yararlanılıyordu. Bu, sözlü dramatik oyunlarda çok belirgindir. Bunlarda "dişi konuşan" diyebileceğimiz kişi karşısındakine nükte yapmak fırsatımı verir, lafı, söyleşmeyi açar. Karagöz oyunundaki Hacivat, Orta oyunu'ndaki Pişekâr, hokkabazdaki Usta veya Pişekår, kukla ve Tulüat'taki İhtiyar veya Efendi bu türlü dişi konuşan kişilerdir. Buna "letäif-endiş", "şetaret-pişe" denir. Buna karşılık "erkek konuşan diyebileceğimiz karşısındakine laf yetiştiren, núkte yapan, çoğu kez yanlış anlamalarla oyunu geliştiren, Karagöz oyununda Karagöz, Ortaoyunu'nda Kavuklu, hokkabazda Yardak, kukla ve Tulûatta İbiş veya Komik'tir.
Ahmet Vefik Paşa Bursa Tiyatrosu 19.yy sonu
Paşanın kendine özgü davranışları içinde tiyatro ile ilgili olanlarından: Halkı zorla tiyatroya göndererek, kendisi alkışladığında halkın da alkışlamasını istemesi, kendisi alkışlamazsa alkışlayana kızmasıdır. Bir provada Holas Efendiye kızıp onu tokatlıyor, sonra da dolgun para vererek gönlünü alıyordu.
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
Tiyatronun dinsel, tutucu çevrelerden gelecek böyle bir tepkiye karşı bir dayanağı daha vardı: Padişah. Nitekim Şark gazetesinin tiyatrosunun "şer'an caiz" olmadığı görüşüne karşı, Feryat gazetesi "eğer böyle olsaydı Padişah hiç Avrupa'dan en usta oyuncuları sarayına getirir, hiç tiyatroların açılmasına izin verir, oyunculara armağanlar dağıtır, kendi sarayına tiyatro yaptırır mıydı? Hiç Padişah-Halife günahı bilmez mi, Şeyhülislâm Efendi Padişahı uyarmaz mı, fetva vermez miydi?" diyerek karşı çıkar. Gerçekten Padişah'ın tiyatroyu desteklemesinin ve tiyatronun her şeyden önce ahlâka hizmet ettiğinin belirtilmesinin tiyatronun yaşamasında ve gelişmesinde büyük payı olmuştur.
Türkiye'ye birçok kez gelen Sarah Bernhardt 1888'deki gelişinde sarayda oynayacakken, Abdülhamit ölümü böylesine iyi canlandırabilen bir kadını görmek istemediğini söylemiş, bu sözünü tutmuştu. Zaten Abdülhamit tragedyalardan sahneler okuması için ünlü oyuncu Salvini'yi çağırımıştı. Abdülhamit bundan öylesine ürkmüştü ki temsili yarısında bırakıp çarçabuk tiyatrodan çıkıp gitmişti. Bir kez de Abdülhamit ansızın La Traviata temsilini keserek bir akrobasi gösterisi yapılmasını istemiş, biri trapezden düşüp kafatası parçalanınca korkup kaçmıştı. Ölümden çok korkuyordu. Novelli, sarayda Shylock rolünü oynarken bıçağını bileyince Abdülhamit korkup "Yeter, yeter" diye haykırmış "Bunu bırakınız da insanı güldürecek şeyler oynayınız" demişti. Cavalleria Rusticana'nın bir temsilinde Turiddu ile Santuzza arasında coşkun bir sahnede Padişah titrek bir sesle "Perdeyi indirin!" diye buyurmuştur. Emprezaryo Schürmann'ın getirttiği bir topluluk Yıldız Tiyatrosu'nda temsiller vermiş; Sultan Occupe toi d'Amelie'nin son perdesini üç kez oynatmış, buna karşılık aynı topluluğun oynayacağı Cyrano de Bergerac'da Cyrano'nun kocaman burnu olduğunu öğrenince kendi burnuna çağrışım yapar diye oyunu yasaklamıştı.
Sayfa 156Kitabı okudu
10 Ekim 1970 günlemli Cumhuriyet gazetesinin baş sayfasında şöyle bir haber yer almıştı: "MNP'nin Çanakkale'de düzenlediği toplantıda bir konuşma yapan Genel Başkan Necmettin Erbakan, iktidara geldikleri zaman önce sinema, tiyatro, bale okulları ve eğlence yerlerini kapatacaklarını söylemiş, daha sonra futbol maçlarını kaldıracaklarını bildirmiştir". Demek oluyor ki 1970 Türkiyesi'nde bir parti başkanı, saraylarında tiyatroya yer veren, dışardaki tiyatroları destekleyen Osmanlı padişah ve halifelerinden daha geri düşünebilmektedir.
Sayfa 261Kitabı okudu
MNP'nin Çanakkale'de düzenlediği toplantıda bir konuşma yapan Genel Başkan Necmettin Erbakan, iktidara geldikleri zaman önce sinema, tiyatro, bale okulları ve eğlence yerlerini kapatacaklarını söylemiş, daha sonra futbol kaldıracaklarını bildirmiştir.
Sayfa 261Kitabı okudu