Kendisinin terapi tarzıyla ‘Gloria’ film serisi sayesinde tanışmıştım ve bu tarz beni oldukça etkilemişti. Danışanının sadece duygularına bir ayna görevi görüyor , herhangi bir müdahale ve tavsiyede bulunmuyordu. Bu aynalama süreci danışanın yavaş yavaş kendi düğümünü kendi çözmesini sağlıyor. Sonunda gelinen noktada danışan daha işlevsel ,farkındalıklı ve Rogers’ın vurguladığı en önemli noktayla KENDİ ORGANİZMASIYLA UYUMLU bir hale geliyor.
Kitap tüm bu yöntemin hatlarını olabildiğince bilimsel temele dayanmaya çalışarak bizlere sunuyor. Bu süreçte ortak gözlenen değişimlerle varılan nokta -yeni yaşam süreci- tasvir ediliyor.
Aslında Rogers bize ne balık veriyor ne balık tutmayı öğretiyor sadece bu sürece bizimle beraber eşlik ediyor.
Tüketilmesi hazır olduğu için günümüzde daha popüler olan davranışçı ekolü hakkında bazı önemli tespitlerde bulunuyor. O zamanlarda yeni ortaya çıkan bu dalın ilerde nasıl istismar edilebileceğini anlatıyor.
Psikolojiye meraklı okurlara şiddetle tavsiye ederim. Freud ile kendinize tanı koymak, 10 adımda mükemmel biri olun kitapları okumak yerine kendi sesinize kulak verin :)
