Kıssaların Dili

Mustafa Öztürk

Kıssaların Dili Sözleri ve Alıntıları

Kıssaların Dili sözleri ve alıntılarını, Kıssaların Dili kitap alıntılarını, Kıssaların Dili en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kuşkusuz Kur'an'da birçok tarihi kıssa da zikredildi. Ama bunların hiçbirinde -vallahu a'lem- tarihi malumat aktarmak ve/veya biz Müslümanların tarih bilgisini artırmak gibi bir hedef gözetilmedi.
Sayfa 7 - Ankara Okulu Yayınları
Kur'an'daki bazı kıssalar, Zülkarneyn örneğinde olduğu gibi, İslam karşıtlarının Hz Peygamber'i test etme girişimlerine bir cevap olarak aktarılmıştır. Bu husus dikkate alındığında, bazı kıssaların herhangi bir dini-ahlaki mesaj içermediği dahi söylenebilir.
Sayfa 102 - Ankara Okulu Yayınları
Reklam
Yazmak
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "yazmak kafanın hıfzıssıhhasını da yapar" sözünde ifadesini bulan bir saikin ve ne de Ahmet Turan Alkan'ın deyişiyle, gemsiz kişnemesinin ürünüdür.
Batınî- İsmailî müellifler ile İmamiye Şiasına mensup bazı alimlere göre ise kuranda sözü edilen Adem, yeryüzündeki ilk insan olmayıp ondan önce nice Ademler gelip geçmiştir. Buna benzer bir görüş tasavvufu felsefileştirmesiyle tanınan Muhyiddin İbn Arabi tarafından da dile getirilmiştir.
Sayfa 130Kitabı okudu
Zira İslam akıl, ilim ve beşer fıtratına uygunluk, bireylerin ruhlarını arındırma ve kamu yararının gelişimini sağlama gibi temel ilkeler üzerine bina edilmiştir.
Kur'an baştan sona tarandığında, kıssalarda zikri geçen olayların aktarımında kronolojik sürecin pek dikkate alınmadığı fark edilir. Dahası, peygamber kıssaları çoğu zaman fragmanlar hâlinde aktarılır ve bu aktarım biçiminde zaman, mekan ve aktörlere ait tarihsellikler çok kere müphem bırakılır.
Sayfa 21
Reklam
(...) biz özellikle "Hint-İslam Modernistleri" veya daha spesifik olarak "el-Kur'âniyyûn" (Kur'ancılar-Ehl-i Kur'an Ekolü) diye anılan çevrelerden farklı olarak mucizenin imkânını reddetmekten öte bunun fiilen vukû bulmadığını, dolayısıyla kıssalarda bildik anlamda mucize gibi tasvir edilen hâdiselerin aslında doğal olayların Allah-merkezli dil sistemine uygun biçimde formüle edilmesinden ibaret olduğunu düşünmekteyiz.
Sayfa 19
Kıssalar bağlamında Allah-İnsan-Tarih İlişkisi
Kur’an’daki anlatıma göre birçok halk zulüm diye ifade edilen tutum ve davranışlarından dolayı helak olup gitmesine karşın İsrailoğulları kendilerine gönderilen onca vahye rağmen kimi zaman buzağı heykeline tapınmaları, kimi zaman Hz. Musa gibi bir peygambere, “Sen ve tanrın beraberce gidin [o zorba halkla] savaşın” (5.Mâide 24) demelerine, kimi zaman kendi peygamberlerini öldürmelerine, yani kısaca zulmün, isyankârlığın ve nankörlüğün hemen her çeşidini icra etmelerine rağmen topyekûn helak edilmemişlerdir. Bu durum ister istemez şöyle bir soruyu akla akla getirmektedir: Âd, Semûd, Ress gibi birçok halk tarihin muhtelif dönemlerinde topyekûn helak edilirken ve galip ihtimalle bebekler, çocuklar gibi nice masumlar da bu helakten nasibini alırken, Tanrı aynı helak yasasını söz konusu halklardan daha büyük suçlar işledikleri su götürmez olan İsrailoğulları’na niçin uygulamadı? Yahut tanrısal yasanın (sünnetullah) işleyişinde veya en azından ilâhi helak prosedüründe böyle bir değişikliği iktiza eden, dolayısıyla Tanrı’nın özellikle Musa’dan itibaren sürekli olarak İsrailoğulları’yla meşgul olmasını gerektiren sebep neydi?
ANKARA OKULU
Kuran'daki kıssalar, tarihî malumat aktarmak için değil Hz. Muhammed vasıtasıyla yürütülen risalet misyonuna bir şekilde katkı sağlamak maksadıyla anlatılmaktadır.
Tasavvufî telakkiye göre kıssada Allah'ın kendi katından bir ilim (ilm-i ledün) bahşettiği kul (Hızır) Hz. Musa'ya rehberlik (irşad) etmektedir. Kıssa bundan dolayı 9. yüzyıldan itibaren sufî çevrelerde özel bir ilgiye mazhar olmuş ve tasavvufun ruhuna uygun biçimde yorumlanmıştır.
Sayfa 203
Reklam
(...) mitolojiler, dinî ve metafizik gerçeklikleri birtakım hayalî ya da düzmece öykü kalıpları içinde sunan anlatım ve aktarım biçimleridir. Bunun yanında mitler, felsefî soyutlamalar ve dinî önermelerle ifade edilemeyecek kadar karmaşık ve derin olan hakikatleri basite indirgeyerek anlatma/aktarma işlevi de görürler.
Sayfa 82 - Koç, Din Dili, 125.
Yahudilik hakkında epeyce bilgi sahibi olduğu söylenen Übey b. Ka'b ve tabiûn neslinden Vehb b. Münebbih gibi şahsiyetler ile İmam Ebû Hanîfe (ö. 150/767), İmam Mâtüridî (ö. 333/944), Mutezile'den Kâ'bî (ö. 319/931) ve Ebû Müslim el-İsfahânî (ö. 322/934) gibi bazı âlimler Âdem'in iskân edildiği cennetin yeryüzünde olduğu fikrini benimsemişlerdir.
Sayfa 146
104 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.