Bu kitabı çok rastgele bir şekilde Bolu'daki bir süpermarketten almıştım, iyi ki de almışım. Edebi dili güçlü değil, etkileyen bir hikayesi yok ancak çok sıcak ve içten hissettiren bir kitap. Kötü hissettiğim zamanlarda tekrar tekrar okumuşumdur. Kitabın içindeki "kitapçı dükkanı" sık sık ziyaret ettiğim bir yer olmuştu.
Kitapçı DükkanıDeborah Meyler · Sonsuz Kitap · 2016408 okunma
Arkamı dönüyorum ki sıktığım kurşunun gelip beni vurduğunu görmesin ama farketmiyor. Acı görülen değil havadaki atomların titreşimiyle bilinen bir şeydir.
Kurgusu, yazarın dili, çevirisi, karakterleri... Öyle kötü ki!
Yazarın söylemek istediği çok şey olduğunu ama bunu karmakarışık bir hale getirdiğini, çevirinin de zaten kötü olmasından mütevellit yazılanlardan bir şey anlamadığımı söyleyebilirim. Sanat tarihi, edebiyat, felsefe referansları ile anlatılmaya çalışılan her şey çiğ kalmış. Karakterler çok tutarsız. Kitapta her şey olsun, her konuya parmak basayım denmiş de hepsi yarım yarım yazılmış, bir paragraftan diğerine öyle geçişler var ki "Ne alaka?" dememek elde değil.
Pek ilgim olmayan bir türde, isminden dolayı dikkatimi çeken bir kitaptı. Ne türüne göre başarılıydı, ne de bana göre.
Kitapçı DükkanıDeborah Meyler · Sonsuz Kitap · 2016408 okunma