Yazılar, Söyleşiler, Soruşturmalar

Kitapla Direniş

Tomris Uyar

Kitapla Direniş Quotes

You can find Kitapla Direniş quotes, Kitapla Direniş book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Ben kendi ülkemde, kendimi yabancı hissediyorum. Yalnız değil, yabancı hissediyorum. Yalnız hissetmek, biraz onurlandırıcı bir şey. İnsan, kendini anlaşılmadık, yalnız, tek başına kalmış zannedebilir. Bu iyi bir fukara kuruntusudur. İtilmiş hissediyorum kendimi. İnsan birini seviyorsa ama Reşat Nuri Güntekin'i hiç okumamışsa, Turgut Uyar'ı, Edip Cansever'i ya da Cemal Süreya'yı okumuşsa ama Nazım Hikmet'le ilgilenmemişse, edebiyatı bir bütün olarak ele almıyorsa, o sürekliliğe bir yerinden katılmıyorsa, tek tek beğenileri beni hiç ilgilendirmiyor. O yüzden beni çok seven biri bile, beni bu itilmişlikten kurtaramıyor.
Hangimiz bir kedi kadar bağımsızız, barışığız dünyayla?
Reklam
Ben kendi ülkemde, kendimi yabancı hissediyorum. Yalnız değil, yabancı hissediyorum. Yalnız hissetmek, biraz onurlandırı­cı bir şey. İnsan, kendini anlaşılmadık, yalnız, tek başına kalmış zannedebilir. Bu iyi bir fukara kuruntusudur. İtilmiş hissediyorum kendimi..
Günümüzde aşk nedir?
Bir sürü kavramı toparlarken dağıtıyoruz ister istemez. Ama aşk konusunda bu tür tanımlara kalkışınca işler daha bir sarpa sarıyor. Öyle ki “günümüzde aşk” deyince, gülmek geliyor içimizden. Neden? Galiba yıllar yılı “tek tip” bir aşk düşündüğümüzden.
İstanbul'la aram bozuk bu aralar: 6. Çelişkiler.
İstanbul’la aram bozuk bu aralar. Ben onun istediği giysile­ri giyemiyorum, o bana yapay bir ağırlama sunuyor barlarında­ kafelerinde-çarşılarında. Kalkıp Balık Pazarı’na uzanmak var, Kabataş’taki kahvede bir çay içmek, Boğaz yolunda yürüyüp bir sigara tellendirmek… Genç yaşta bile kalçaları sarkan yine de o ge­niş kalçalara sıkı kot pantolonlar giymekten, enine çizgili tişörtle­rini pantolonların üstüne çıkarmaktan, kulaklarına taktıkları ina­nılmaz ağırlıktaki küpelerle havalandıracakları kenti yerçekimine uğratmaktan gocunmayan genç kadınların -belki de haklı olarak yarattıkları- çağdaş metropol imgesini görmezden gelerek… (Kıyı ­köşede bir şeyler kalmıştır, birileri kalmıştır avuntusuyla oyalan­mak daha kolay, neden yalan söylemeli bu kargaşada?) Metropollerin ekonomik baskılar sonucu taşra kültürüne boyun eğmek zorunda olduklarını biliyorum ama İstanbul’un baştan bu kültürle başedecek bir apayrı kültürü yok muydu? Ka­famı kurcalayan o.
Ben hiçbir zaman kendi düşüncelerimin veya herhangi birisinin düşüncelerinin tartışılmaz ölçüde doğru olduğuna inanmıyorum. Her zaman yanılabilirim.
Sayfa 385 - Küçük Turgut Uyar'ın annesi Tomris Uyarla karşılıklı konuşmasından.Kitabı okudu
Reklam
Sinik
Oscar Wilde “sinik” kişiyi tanımlarken şöyle diyor: Her şeyin fiyatını bilen ama hiçbir şeyin değerini bilmeyen...
BİR SABAH UYANMAK
Ne geçse şu dünyada elime Birini ama birini komam Sabahları uyanışın bana Getirdiği sevincin yerine
Bu gerçeği Fransız şairi Cocteau şöyle anlatıyor: ‘Bir şiir hiçbir dile tercüme edilemez. Hatta yazılmış göründüğü dile bile.’ Peki, madem ki öyle, insan bu kadar güç, bu kadar imkânsız bir işe niçin girişiyor? Bunun cevabını kendime göre vermeye çalışayım: Şiir başka bir dile ister çevrilsin, ister çevrilmesin, bir şair başka memleketlerin şairleri gibi duymaya, onların düşündüklerini düşünmeye, onların usullerini kullanmaya kalktı mı, kendi imkânlarının başka bir suretle genişletilemeyecek bir şekilde genişlediğini görüyor. Bu, yalnız şair için değil, okuyucu için de böyle...
Sayfa 84 - Yapı Kredi Yayınları 1. Baskı İstanbul 2011 (E-KİTAP)Kitabı okudu
Reklam
Nasıl ölümsüzsün aynasında aşkın...
“Baksam bir uzaklık var hangi yana Ve hangi eşyaya dönsem bir ayna.”
Ahmet MuhipKitabı okudu
Uyur ölümle açarız aramızı. Bir gelincik kanaması ovada içten içe. Umutsuz öpüşlerle sarar sarmalar Gergefinde işlediği yaramızı.
Oktay RıfatKitabı okudu
Ölenler; herkesin kırlarda koşması, gökyüzünün daha mavi, yaprağın daha yeşil olması için ölmüyorlar.
Ruhsuz mekan
“Ama bütün bu eşyalarda, sevilmemekten gelen bir donukluk vardı. Bir şey anlar gibi oldu. İşin sırrı –o eksikliğin– buradaydı galiba. Okşanmamış, çiçekleri öpülmemiş Kütahya vazoları, bir kadın yanağının sıcağını duymamış aynalar (...) Her şeyi kendi kendine, koyduğu yerde duraduruyordu.”
92 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.