Bir gece, Sexton ve Honora banyolarını yapıp yemeklerini yedikten sonra sahilde
yürüyüşe çıktılar. Güneş neredeyse batmak üzereydi, denizin üzerine gül rengi bir
kırmızılık çökmüş, evlerin ışıkları yavaş yavaş yanmaya başlamıştı. Kıyıya çarpıp
kırılan dalgalar pembe renkte görülüyordu. Honora açık mavi renkte bir cam parçası
buldu, camı eline alarak pürüzsüz kenarlarını parmaklarıyla temizledi. Puslu bir
camdı, sanki bir bulut kümesi bu küçücük parçanın içine hapsolmuştu.