GÜLŞAH ELİKBANK, Günebakan Üçlemesi serisiyle Türk yazarlar "Fantastik Aşk" türünde etkileyici olamaz şeklindeki eleştirimi yıkmayı başaran tek Türk yazar. Günebakan Üçlemesi beklentimin bayağı üstündeydi. Seriyi bitirdiğimde, yakın bir arkadaşımı kaybetmişim gibi içimde burukluk oluştu. Serinin üçüncü kitabı olan Kızıl Ölüm, son sayfalarına doğru beni çok etkiledi. Özellikle, Fimes'in Nil'e yazdığı o hüzünlü mektup... Yazar okuyucuyu ters köşe yapmayı başarmış durumda. Kitap hiç umulmadık bir sonla okuyucuya veda ediyor. Bu beklenmedik son, tür Fantastik (gerçek dışı) olsa bile okuyucuda derin izler bırakıyor. Kızıl Ölüm'ü bitirdiğimde ne mutlu olabildim, nede mutsuz... Çünkü yazar kitabı öyle bir bitirmiş ki! Adeta ikilemde kalıp, duygu karmaşası yaşıyorsunuz. İkilemde kalmış olsam bile akıcı nir romandı. Sadece yazarın Türk olmasına rağmen neden hayat verdiği karakterlerin çoğu yabancı? Bu soru seri boyunca kafama takıldı. Romanda sadece Nil ve Kayra Türktü.