Kızıl Veba
Jack LondonKızıl Veba Reviews
You can find Kızıl Veba reviews, Kızıl Veba book reviews, Kızıl Veba ratings on 1000Kitap.Score
8.1Out of 10
Bir pandemiden geçmemiş olsak bu kadar etkilenmezdim belki. Öyle olası öyle gerçekçiydi ki. Bir medeniyet kurmak asırlar sürer ama bir medeniyetin yıkılması için bir virüs yeter. Umarım tüm medeniyetler için sağlıklı gelecekler bekliyordur ufukta. Çok beğendim ben. Umarım siz de seversiniz. İyi okumalar:)
İlkel Hayata Dönüş
Herkese merhabalar!
Bu sabah elime aldığım gibi bitirdiğim kitap hakkında inceleme yazacağım.
Kitap 2013 yılında San fransisco eyaletinde ilk vakaya denk gelen Kızıl Veba'nın görülmesiyle insanların daha önce birçok hastalığı,salgını atlatmasına rağmen bilinçsiz hareketleri sonucu ortaya çıkan olayları anlatır.Bu kitabı salgın zamanında okumam olayları daha iyi anlamama neden oldu.Kızıl Veba,Covid ile karşılaştırılamayacak kadar kötü bir hastalık.Kızıl Vebaya yakalanan 2 saat içinde ölüyor.Kitapta üzerinde daha çok düşündüğüm konu sınıf ayrımları.Kızıl Veba'nın baş göstermesiyle halkın alt tabakaları kendini ezen tabakaya karşı yıllardır biriktirdiği kini,öfkeyi kusuyor.Okurken bu kadar bilinçsiz davranılmasa belki de tekrar ilkel hayata dönüş yaşanmayacaktı.Evet Vebaya yakalanmayan bir grup insan kabilelere bölünüp insan soyunu devam ettiriyor.Hayatta kalanlardan biri de olayları anlatan Granser.Vebadan sonra Medeniyet diye bir şey kalmıyor her şeye sıfırdan başlanıyor bu da 2070 yıllarına denk geliyor.Biz 2070 yıllarında Marsta yaşamdan bahs ederken kitapta ilkel hayat deniyor bu çok ilginç...
Severek okuduğum bir kitap oldu.Kitaplı günler 1K.
Çok Hoş Bir Kitaptı
Okurken epey keyif aldım. Kısa ve sürükleyici bir kitaptı. Günümüz Covid-19 bulaşıcı hastalıkla uğraşırken, bu kitapta çok yakın cümleler buldum. Burada ise Kızıl Veba’dan söz ediyor. Bu romanda 2012 yılında patlak veren küresel bir salgın tarafından neredeyse insan ırkının tamamının yeryüzünden silinmesi ve sonrasında sağ kalan bir grup insan arasında ilkel hayatın geri dönüşü konu ediliyor.
Bu olaya birebir şahit olup o zamanda yaşayan yaşlı Profesör, ormanda bu olayı çocukların ısrarı üzerine her şeyiyle anlatıyor.
Bu vebanın çok kısa sürede yayıldığını, hatta haber yapıp gazete basacak bir tane adam bile kalmadığını anlatırken adeta siz de olayın içinde yaşıyor gibi oluyorsunuz. Sokakta yürürken ölenler, üstüne üstlük etrafa zarar veren yakıp yıkan yağmacılar...
Ve bir türlü çaresi bulunamayan bu hastalığın macerası hayvanları bile vahişileştiriyor. İneği, tavuğu, köpeği hatta atları bile!
Ne kadar yazarın kurgusu da olsa bazıları da gerçek diye düşünüyorum. Yazarın hayal gücü oldukça muhteşemdi. İyi ki okumuşum yaşadığımız bu salgın döneminde bazı cümleler hiç yabancı değildi.
Kesinlikle okuyun derim.
#kızılveba
#jacklondon
20-ci əsrin əvvəllərində yazılmış bu əsərdə 2010-cu illərdə yayılacaq olan bir xəstəliyin bütün əhaliyə bulaşması,bunun fəsadları, milyonlarla insanın ölümündən danışılır.Çox maraqlı əsərdir.Hər kəsə tövsiyə edirəm
Herkese merhaba.
Öncelikle belirtmek istiyorum ki Martin Eden den sonra hiçbir Jack London eserinin beni bu kadar etkileyeceği aklıma bile gelmezdi. Bu eserde özellikle Jack London un ileri görüşlülüğüne ve öngörüsüne hayran kaldım. Eser 1912 yılında yazılmış olmasına rağmen eserdeki olaylar 2012 yılından sonra gerçekleşmiştir.
Kitabın konusuna gelecek olursak kitap, 2012 yılında çıkmış, milyonlarca insanın ölümüne ve uygar bir toplumun yıkılmasına, bu uygar toplumun salgın sonrası ilkel bir topluma dönüşmesine sebep olan Kızıl Veba (Kızıl Ölüm) adı verilen salgın bir hastalığın 2082 yılında 87 yaşındaki Grancer adlı Amerikalı eski bir profesörün ağzından torunlarına anlatılmasını konu edinmektedir. Grancer bu salgın hastalıktan kurtulmayı başaran üç beş kişiden biridir. Salgından sonraki hayata da tanıklık etmiştir. Salgın dönemi ve sonrası yaşananları tüm çıplaklığıyla ortaya koymuştur.
Eserden çok etkilenmemin diğer bir sebebi de içerisinde bulunduğumuz pandemi sürecinde böyle bir eseri okumuş olmaktır. Özellikle bu dönemde okunması gereken bir eser kesinlikle.İçinde bulunduğumuz bu zorlu günleri daha iyi anlamamız adına.
Çok akıcı ve sürükleyici bir eser. Ben bu eseri okumak için geç kaldığımı düşünüyorum. Ama siz geç kalmayın. Okuyun, okutturun. Şimdiden okuyacak olanlara keyifli okumalar dilerim.İyi akşamlar.