Çok açık biçimde görülecektir ki, insanlar, güven içinde ve olabilecek en
iyi koşullarda yaşamak amacıyla, bir bütün oluşturacak biçimde bir araya gelmek zorunda kalmışlar ve doğanın her bir insana her şey üzerinde vermiş olduğu hakkın topluluğa ait olmasını ve bireyin kaba güç ve içgüdüsel istekleriyle değil, tüm topluluğun güç ve iradesiyle belirlenmesini sağlamışlardır.