kurtuluş
hey kurtuluş!
seni ben
sırtüstü okunan kitaplarda boşuna aramışım
oysa sen
küçük küçük haberlerindeymişsin önemsiz
[gazetelerin
cafcaflı makalelerin satır aralarında
spikerin sesinin teklemesinde
yüzünden kanat gibi geçip giden
[gölgedeymişsin
bir harman vakti seni ben
gözgöze geldiğimiz kıtlıkta gördüm
küçücüktüm yalnayaktım ve okulsuzdum
kalmıştım dağların kilitlerinde
kirpikleri eğik bir öksüzdü akşamlar
sabahlar yenik yanık
karanlık azıtmıştı susmuştuk
her şeye acıkmıştık bıkmıştık
naziler avrupa'yı kana belemişlerdi
kan kokusu sinmişti arpa bazlamamıza
havamız kan suyumuz kan günümüz kandı
…
bense bir otelin bir kuytu köşesinde
şiir düşünüyorum
baharlar getiriyorum şiirlerimde
kardeşlikler barışlar getiriyorum
güvercinler uçuruyorum şiirlerimde
ekmek ve et dağıtıyorum
dünyanın açlarına açıklarına