Koçi Bey Risaleleri

Koçi Bey

Koçi Bey Risaleleri Quotes

You can find Koçi Bey Risaleleri quotes, Koçi Bey Risaleleri book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Ve Harem-i Hümâyuna hilâf-ı kānûn Türk be Yörük ve Çingâne ve Yahudi ve bî-dîn be bî-mezheb nice kallâş ü ayyâş şehir oğlanları girer oldu. Padişah haremine, kanuna aykırı bir şekilde Türk, Yörük, Çingene, Yahudi, dinsiz ve mezhepsiz birçok kalleş ve ayyaş şehir oğlanları girer oldu.
Vergi çoğaldıkça halka zulüm çoğaldı ve böylece bütün alem harap oldu.
Reklam
Sonuç olarak, yüce saltanatın heybet ve kuvveti asker ile; askerin bekası hazine iledir; hazinenin toplanması reaya sayesindedir; reayanın bekası ise adalet ve doğruluk iledir.
Suç ve günahı ortaya çıkmayınca bir fert görevden alınmazdı.
Devşirmeden ibtidâ kızıl aba ile gelen acemiyânı âyîn-i İslâmî ve Türkî lisân öğretmek içün ağaları olan kimesneler ikişer filoriye Türkistan'a füruht ederlerdi. Ve Āsitânede bunlar içün inşâ olunan saraylara korlardı. Dört beş seneden sonra defteriyle olan yerlerden cem' edüb her bir ocağa hâhiş ve meyllerine göre tevzî olunurdu.
Bilginlerin durumlarının düzeni, din ve devlet için son derece önemlidir.
Reklam
Devlet adamlarında ve askerde gümüş at koşum takımları, süs ve gösteriş yoktu. Her birinin gözünü diktiği şey iyi at, keskin kılıç, cebe ve zırh, süngü ve yay idi.
Zulüm görenlerin ahı hanedanları harap eder. Dertlilerin gözyaşları dünyayı sulara boğup yok eder. "Küfür ile dünya durur, zulüm ile durmaz." Adalet, ömrün uzunluğuna sebeptir...
Asker, baba ve atadan olanlardır; ocak ve ocakzadelerdir. Bakkal çakkal ile iş bitmez.
Velhasıl insanoğlu kahr ile zapt olunur, yumuşaklıkla olmaz.
Reklam
Hatta Allah'ın rahmet ve mağfiretine ermiş olan Sultan Selim Han Hazretleri Halep, Şam ve Kahire'yi fethettiklerinde savaş sırasında çevreden gelen hazine yetişmeyip, bir miktar darlık ortaya çıktığında defterdar olan kimse bir tüccardan altmış bin sikke borç almış ve onunla darlık giderilmişti. Daha sonra çevre memleketlerden mal ve hazine geldiğinde alınan borcun ödenmesi için defterdar, tüccarı davet edip altmış bin floriyi teslim etti. Ancak tüccar söz alıp "padişahın yüce devletinde bir oğlumdan başka bir kimsem yoktur. Verdiğim altmış bin flori tamamıyla devletin olsun. Hemen oğluma padişahın devletinde iki akçe yevmiye ile cebecilik ihsan olsun" diye yalvararak niyaz ettiğinde tüccarın bu ricası padişaha arz olundu. Padişahın fermanı şu şekilde ortaya çıktı: "Büyük atalarımın ruhları için hepinizi katlederdim. Lakin halka Mekke ve Medine'nim Fatihi Sultan Selim Han bir tüccarın malına imrenerek bahane ile katletmiş ve birkaç vezir ve defterdarını dahi günahsız yere öldürtmüş diye yayılır, ondan kaçarım. Yoksa cümlenizi öfke kılıcına lokma ederdim. Çabuk tüccarın malını verin ve bu tür sevimsiz bir kimseyi bundan böyle bana getirmeyin. İçinizden her kim benim temiz kullarımın arasına yabancı sokmaya çalışırsa bu dünyadan ahirete imkansız gidip cehennem ateşinden yakasını kurtaramasın" diye beddua edip, o tüccarın altmış bin florisini geri verdirdi. Şimdi altmış bin filori değiş yalnız altmış filoriye altı cebeci kaydederler. Böyle olunca alem nasıl bayındır olsun? Ya mal ve hazineler nasıl kafi gelsin?
Bir cahilin sadece ve sadece eskidir denilerek bir alimin önüne geçirilmesi işin gerçeği araştırıldığında görülecektir ki bu bir haksızlıktır.
Padişahımızın bilgisi dahilinde olduğu üzere, yüce Osmanoğulları silsilesi padişahlarından ilk olarak ülke genişliği, hazine çokluğu ve büyüklük yönünden olgunluğa erişen Allah'ın rahmet ve mağfiretine erişmiş olan Sultan Süleyman Han'dır. Yine alemin bozulmasına sebeb olan durumlar dahi onun zamanında ortaya çıkıp, devletin olgunluğu zirvede olduğu için bunun izleri o zamanda duyulamamış, birkaç senedir ortaya çıkmıştır.
Beş, altı bin adam vardır ki, el isimleriyle ulufe alırlar. Soran izleyen yok. Sen nesin, nereden geldin, diyen yok.
Zulüm görenlerin ahı hanedanları harap eder. Dertlilerin gözyaşları dünyayı sulara boğup yok eder.
95 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.