Daha önce yorumladığım Alpagut Budun adlı kitabın devamı olan Köhne Konak'ta, Orkhun Atabayev'in üstü örtülmeye çalışılan cinayet soruşturması tüm gizemiyle devam ediyor.
İlk kitabın sonlarına doğru maktulün yaşadığı yere gidip gözlem ve araştırmacı kişiliği sayesinde Alpagut Budun kitabına ulaşan Hakan, önsezileriyle, bu kitabın soruşturma karmaşasında çorap söküğünün ucu olduğuna kanaat getirir lakin kitap Göktürk Alfabesi'yle yazılmış olması dolayısıyla, çevirisi için, Türkolog olan Rukiye Kaya'ya ulaşır. Rukiye ve asistanı Damla'nın dahil olduğu bu cinayet gizeminde, tarihi nitelikteki kitabı çevirdikçe içinde barındırdığı şifrelerle, ilginç oluşum ve yapılanmalar ortaya çıkacak ve soruşturma ilginç bir hal alacaktır. Yine ilk kitabın sonunda soruşturma için ifade vermesi gerekirken öldü gösterilen Ali Yıldız'ın karşılarına çıkması onları şok edecektir.
Bu noktada devam eden Köhne Konak kitabı Ali'nin anlattığı sırlarla başlıyor. Orta Asya'ya kadar dayanan bu sırlar ve yapılanma tarafından uğrayacakları saldırıyla, bu olaylar zinciri çok daha karışacak ve hayatlarını tamamen değiştirecektir.
Basit bir cinayet soruşturması gibi görünen bu olayın arkasında kimler vardı? Ve mesele neydi?
~
Yazarın polis olması dolayısıyla, yaşanan olayların, sürecin, tespitlerin ve analizlerin anlatımı çok gerçekçi ve kurgu içine çeken nitelikteydi. Bununla birlikte olay geçişlerinin birbirine bağlanması çok iyi ve ters köşeleriyle başarılıydı.
Benim, belki kurgunun en ters köşesi olan bir konudaki tahminim nokta atışı oldu.
Bu sağlam kurgu polisiye ve gizem severlere tavsiyemdir.