Hüseyin Rahmi Gürpınar herkesin bildiği üzere Türk edebiyatının şüphesiz en önemli isimlerinden biri.
Kokotlar Mektebi; bizleri düşünce pratiği yapmaya sevk etmenin yanında, bolca alay ve yine bolca felsefe içeriyor. Ben kitabı ilk başlarda pek sevemedim çekmedi beni nedense, hatta bir ara bıraksam mı diye düşündüm. Sonrasında çok daha doğal ve akıcı bir şekilde devam etti (ya da en baştan beri öyleydi de ben anlayamadım) ve bitirdiğimde iyi ki bırakmamışım dedim…
Kitabın görünen konusu; yıllarca metreslik yapmış bir kadının açmış olduğu “Kokotlar Mektebi” ve bu sayede kokot olmanın mesleğe dönüşmesi ve meşrulaşması isteği. Lakin iç yüzünde kitap bundan çok daha fazlası. Evlilik, ahlak, kadın-erkek ilişkileri, eşitlik, ölüm, yaşam, intihar, aldatma, fuhuş, sadakatsizlik, aşk, acı, ahlaksızlık, aldanış, hayata tutunma çabası ve içinde savrulup gidilen bir hayat gailesi.
İşte tüm bunları ve fazlasını mükemmel bir anlatımla güzelce harmanlıyor ve bizlere anlatıyor Hüseyin Rahmi.
Batılılaşma sürecindeki aile ve ahlak kavramlarının farklılaşması ve toplumun bu sürece ayak uydurma çabası dahilinde gelişen olaylar hicivle birleşerek o dönemde yaşayan biri tarafından anlatılarak bizleri aydınlatıyor. Hüseyin Rahmi’yi mutlaka biliyorsunuzdur lakin okumadıysanız (bu veya farklı bir kitabı ile) mutlaka bu deneyimi tadın derim.
Keyifli Okumalar!
