Kölelikten Sultanlığa

Rahim Er

Kölelikten Sultanlığa Gönderileri

Kölelikten Sultanlığa kitaplarını, Kölelikten Sultanlığa sözleri ve alıntılarını, Kölelikten Sultanlığa yazarlarını, Kölelikten Sultanlığa yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hz.Peygambere Yapılanların İntikamı
Peygamberimizin sözleri ile yıldırımla vurulmuşa dönmüş ve ancak ertesi gün kendilerine gelebilmişlerdi. Ve kendilerine gelir gelmez de Sevgili Peygamberimiz'i buldular. Allah'ın habibi, yine Kâbe'yi tavaf ediyorlar. Ukbe bin Ebî Muayt, üzerlerine atılıp yakasına yapıştı. Öyle insafsız sıkıyor ki Peygamberimiz güçlükle nefes alıyor. Hazret-i Ebu Bekir koşuyor; bu defa onun üzerine çullanıyorlar. Fakat bu hareket gayretullaha dokunmuştu. Saldırganlardan ilahi intikam alınacak ve sonları felaket olacaktır.
Sayfa 26
Peygamberimizden Ehl-i Küffara Anladıkları Dilden Uyarı
Nefsim kudret elinde o Allah hakkı için eğer İslâm dinini kabul etmezseniz sizi koyun gibi keserim. Elimden kurtulacağınızı sanmayın! Kibir abidesi "asaletmeabları" bir köleden daha zelil hale düşmüştü. Küçük adamlar yalvarıyor: - Aman Ebul Kasım, biz sana ne dedik ki? Şey yani... Sen bizden birisin zaten. Aman ibadete devam et! Biz sana nasıl karışırız? Efendimiz, tavafa devam ettiler. Ama müşrikler yalan söylüyor...
Sayfa 25
Reklam
Peygamber Efendimizin Sakinliği
Allah ve Resulullah düşmanları ilk şaşkınlığını üzerinden atınca salyalı ağızları ile Sevgili Peygamberimiz'e hakaretler yağdırmaya başladılar... O'nun, sallallahü aleyhi ve sellem, mübarek yüzlerinde üzüntü ve nefret emareleri görülüyordu. Buna rağmen ilk tavafta sükûtu tercih ettiler. Ama durmuyorlar; ağır sözlerle itham ediyorlar... Bunun üzerine Kâinatın Efendisi, karşılarına öyle muhteşem bir vakarla dikildiler ki, o demnki arslanlar birer uyuz çakala döndü... Peygamberimiz, istikballeri için müthiş bir ihtarda bulunuyor. Titremeye başladılar. - Ey Kureyş, beni dinleyin!
Sayfa 24
Zalimlerin Öfkesi Kendilerine Döner
Öfkeleri büyük... Kendi kendilerini suçluyorlar. İçlerinden biri yumrukları ile havayı döverken ağzında tükürük kalmamış halde dili damağına yapışa yapışa, boyun damarları şişe şişe bağırıyor: - Bu ne haldir böyle? Üzerimize ölü toprağı mı serpildi? O, hep bizi suçlar, tanrılarımıza hakaret eder, dinimizi reddeder ve aramızı açarken biz ne yapıyoruz? Hiçbir şey! Biz ki üstümüze toz kondurtmazdık... Bu miskinliktir, miskinlik! Adam bağırmaktan mosmor kesilmişken, Efendimiz lafın üzerine geldi. Bir anda ortalık buz gibi oldu. Server-i âlem, doğruca Hacer'ül Esved'e giderek huşu ile öpüp tavafa başladılar...
Sayfa 23
Peygamberimizi Çekiştiren İbretlikler
Velid, kafasını yere eğdi. Eliyle başlığını yana iterek saç diplerini kaşıdı. Ve yılgın fakat intikam dolu bir lisanla: - Evet, evet! Doğrusu yine sihirbaz diyelim. Çünkü O, konuşmaları ile kardeşi kardeşten, babayı evladından, dostu dosttan koparıyor. Fakat "O, sizin bildiğiniz sihirbazlardan değil; bir Babil Sihirbazıdır" deriz, ortak sözümüz bu olsun. Boşa çaba... Ne yapsalar, başlarını hangi taşa çarpsalar nafile. Aciz kalmaları onları daha da kudurtuyor. Kureyş'in önde gelenleri; servetlerine, asaletlerine, şöhretlerine mağrur bu adamlar, Kâbe'nin dibine oturmuş, Efendimiz'i çekiştiriyorlar.
Sayfa 22
Peygamberimize Atılmaya Çalışılan İftiralar
Öyle bir şey bulun ki tam yerine otursun... Ben kâhinleri bilirim. Muhammed'in dedikleri ile kâhinlerin söyledikleri arasında hiçbir yakınlık yok... Deli demekse, deliliğin ta kendisi! Sizde hiç akıl yok mu? - Sihirbaz desek! Velid, kirli parmakları ile kırçıl sakalını kaşırken gözü bir o yana bir bu yana kayarak karşısındakileri süzüyor; mânâsız bakışları ahmak çehrelerde dolaşıyordu. Bir köpek, şerlerinden kaçar gibi yan yan kaçarak kalabalıktan uzaklaştı... Velid bir iki kere öksürdü ve: - Sihirbaz; yani büyücü... Ama herkes onu yakından tanıyor. Çok fasih ve beliğ... Pek de mantıklı konuşuyor. Acaba ne yapsak? - En akıllımız en tecrübelimiz sensin. Senin dediğin olsun.
Sayfa 21
Reklam
24 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.