Yeniden Açılan Eşref Bitlis Kaza Dosyasının Öyküsü

Komutanın Şüpheli Ölümü

Cüneyt Özdemir

Komutanın Şüpheli Ölümü Posts

You can find Komutanın Şüpheli Ölümü books, Komutanın Şüpheli Ölümü quotes and quotes, Komutanın Şüpheli Ölümü authors, Komutanın Şüpheli Ölümü reviews and reviews on 1000Kitap.
Komutanın Şüpheli Ölümü'nü bugün bir kez daha okuduktan sonra umarım siz de benim kadar bütün bu ölümlere şüpheyle bakıyorsunuzdur. Şüphe faydalıdır... Özellikle komplo teorileri yerine gerçeklere itibar eden bir gazetecilik şüphesi tarihin unutkanlığına mahkum edilen pek çok "kahramanı" nın kırılan onurlarının itibarını iade etmek için şık bir madalyadır. Demokratik bir Türkiye özlemiyle...
1990'lar, işte böyle karanlık yıllar olarak tarihe geçti. Özellikle yolu Diyarbakır'dan geçen subaylar ya suikast sonucu ya da şaibeli kazalar nedeniyle öldüler.
Reklam
Eşref Bitlis, aldığı eğitim dolayısıyla Türk ordusunda ABD'den çok Alman kültürüne yatkın sayılı üst düzey subaylardan biriydi. Almanya'da dil eğitimi görmüş, Alman Kara Harp Akademisi'nden mezun olmuştu. Yakın silah arkadaşları, Eşref Bitlis'in her zaman bölgeye ilişkin Amerikan politikalarını fazla belirleyici görmediğini, Türkiye'nin çıkarlarını ön planda tuttuğunu söylüyordu.
Eşref Bitlis 1993 yılında tek kelimeyle hedefti. 1990'dan bu yana PKK'yla mücadelenin en kritik ismiydi. Attığı her adım, ağzından çıkan her söz verdiği her karar önemliydi. 1993'e ulaşıldığında PKK'nın en büyük hedefiydi.
Eşref Paşa şunu her zaman söylemiştir:
Kürt meselesi ile PKK aynı şey değildir. Bu sözlere bakarak siz yorumda bulunun! Eşref Paşa bu konuda bilinçliydi. Eşref Paşa dağdaki gerillanın kökünün kazınmasını arzu ediyordu. PKK sorununa çözüm bulmadan, Kürt sorununa eğer varsa çözüm aranmaya başlanmaz. Öcalan ve PKK ortada kalmayacaktır, ondan sonra eğer varsa çözüm aranacaktır.
Cem Ersever
Kürtçe konuşan, çoğu zaman sivil kıyafeylerle halkın arasına karışan bu subay, sınır ötesi operasyonlara katılıyor, etkili mücadele edebilmek amacıyla PKK'yı yakından tanımaya çalışıyordu. Hırslı ve akıllıydı. Biçimi ve bedeli ne olursa olsun bölgede kesin çözüm taraftarıydı. "Bu iş dağda başladı dağda bitmeli" diyordu. Siyasi çözümden önce askeri çözüm yollarını benimsiyor, PKK'lı itirafçıları örgütlediği iddia ediliyordu. Güneydoğu'da hangi taşı kaldırırsanız altından bu subayın adı çıkıyordu.
Reklam
JİTEM'e karşı en ilginç duyum şuydu:
Adı gerçek gerçek yazılıyor, çiziliyordu ama genelkurmay başkanlığı yetkilileri bu örgütün varlığını kabul etmiyordu.
JİTEM'de görev yapan askerler öteki askerlere pek benzemiyordu. Çoğu üniforma giymiyor, askeri araçla dolaşmıyorlardı. Dış görünüş bakımından bölge insanlarından farksızdılar. Zaten aralarında gerçekten bölgeden insanlar, itirafçılar da yer alıyordu. Bu kişilerin PKK'yla mücadelede etkin rol oynadığı belirtiliyordu.
Bugün "JİTEM" adıyla bildiğimiz kuruluşun, ilk olarak 1938 yılında oluşturulan benzer bir örgütlenmeye dayandığı söyleniyor. 1987 civarında tekrar ortaya çıkana kadar uzun yıllar kimse böyle bir kuruluştan söz etmemişti. JİTEM doğrudan Jandarma Genel Komutanlığı'yla irtibatlı bir örgüttü. Türkiye'de yedi ayrı bölgede faaliyetlerini yürütüyordu. Her bölgenin başında bir grup komutanı bulunuyordu.
Bitlis'in en yakın yardımcıları arasında Cem Ersever de vardı.
Reklam
Zaman, Eşref Bitlis'i haklı çıkaracaktı. Barzani Kuzey Irak'ta Türkiye'yle işbirliğine yanaşırken, Talabani PKK'ya arka çıkacak, İran'la işbirliği yapacaktı. Ancak her iki kürt grubu da "önce ben" demekten vazgeçmeyecekti.
Bitlis'e göre Barzani feodal ve güvenilir bir liderdi. Talabani'nin ise gözünüzü kapadığınızda ne yapacağı pek belli değildi.
34 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.