Konstantinopolis'in Romanı

Gilles Martin-Chauffier

Konstantinopolis'in Romanı Posts

You can find Konstantinopolis'in Romanı books, Konstantinopolis'in Romanı quotes and quotes, Konstantinopolis'in Romanı authors, Konstantinopolis'in Romanı reviews and reviews on 1000Kitap.
224 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 3 days
İstanbul'un; tarih sahnesine çıkışından işgaline ve Ankara'nın başkent olmasına kadar geçirdiği gelişim ve değişimi çok akıcı bir dille aktarıyor Gilles Martin-Chauffier. İmpartorluklar, katliamlar, savaşlar, saraylar, entrikalar v.s. ne ararsanız var. Son noktayı Atam ile koyması da müthiş. "Tarih asla geçmişten ders almaz, geçmişi tekrar eder." Sf.187 i.hizliresim.com/p5mdzN.jpg
Konstantinopolis'in Romanı
Konstantinopolis'in RomanıGilles Martin-Chauffier · Özgür Yayınları · 20067 okunma
Gene bir Moğol. Üstelik Cengiz Han'ın adını levhalardan sildirmeye kararlı. Orta Asya'yı egemenliği altına almış, Hindistan'ı yakıp yıkmış, İran'ı parçalamış, Mezopotamya'yı talan etmiş, şimdi de gözünü Küçük Asya'ya dikmişti. Bölgenin tit tir titrediğini belirtmeye gerek yok. Timur'un geçtiği yerde ot bitmez, köpekler ulumaz ve kuşlar konacak bir ağaç bulana kadar yorgunluktan ölürdü.
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
Durum vahimdi, 1349 yılında çıkan veba, rejimin dağılmasına ivme kazandırdı ve hepsinden kötüsü, müttefike susamış olan Kantakuzenos, büyük dostu Orhan'ı Bizans oyununa kattı. Selçuklu gücünün kalıntılarından doğan bilinmeyen bir aşiretin, Osmanlıların başındaydı bu kişi. Saygıdeğer bir insandı. Akıllı, ihtiyatlı, kültürlü. Yeni bir askeri güç kurmaktan çok medeni bir devlet modeli yaratmayı düşlüyordu.
Sayfa 108Kitabı okudu
Nedense bana Game of Thrones'daki Başüstat Pycelle'yi hatırlattı.
Bir yumurta kadar kırılgan, parşömen kağıdı kadar ince bir adam, damarlarında kan kalmamış sanır, son nefesini verdiğini görmeye hazırlanırsınız. Ama bu sadece bir görünüştür. Hayal gücünüzü sonuna kadar kullanın, Dandolo, kendine Pierre l'Ermite süsü vermiş Büyük Petro'dur. Cam kadar keskindir ve ondan esnek değildir. Son sözlerini söyleyen zavallı bir ihtiyar rolünde, saz kisvesi altında, meşe kadar sağlamdır. Sümüklüböceğin marul yaprağına doğru gittiği gibi avına yaklaşsa da, inanın eyleme geçtiğinde bir köpeğin kemiğe saldırdığı gibi hırsla çullanacaktır. Dandolo için cennet, anahtarı Bizans'ın çöküşü olan çok yakındaki bir kapıdır. Yeni Haçlı Seferi'nden söz edildiğini duyar duymaz hizmetlerini sunar. Güzel rastlantı: Ona ihtiyaç vardır.
Venedik'e gelince, hazırlıklarını hızlandırıyordu. Duruma açıklık kazandırmak için de doge olarak Enrico Dondolo'yu seçti. O, Bizans'ın baş düşmanıydı. 1173'te Venedik Cumhuriyeti adına tutsak elçilerinin serbest burakılmasını I. Manuel'den istemeye geldiğinde gözleri dağlanmıştı. Kızdırılmış bir kılıç ile! Görme yetisini büsbütün kaybetmemiş ve o haddini bilmez imparatorluk taifesinin ayaklarının altında süründüğünü görmeye yemin etmişti. O zamandan beri sabrediyor, uzun uzun düşünüyor ve planını özenle kuruyordu. Seksen yaşındaydı ama aklı tamamen başındaydı. Doge seçilir seçilmez kağıdını oyuna sürdü. Çok tanınmış bir adı vardı bu kağıdın: Haçlı Seferi. Bu dördüncüsü olacak ve basileusları zenginleştirmeyecekti. Bizans destanının dördüncü perdesi açılıyordu.
Romanos Diogenes, imparatorluğun büyük ailelerinden birinin varisiydi. Enerjik bir kişiydi, orduyu yeniden donattı, altmış bin kişilik bir ordu kurdu, kısa çatışmaları yeğleyen ve topyekûn karşılaşmalardan nefret eden Türklerin üzerine yürüdü. Türklere rağmen göğüs göğüse bir çatışma yaşandı. Malazgirt'te başyaveri Andronikos Dukas'ın ihaneti sonucunda IV. Romanos kahramanca savaşmasına rağmen, onu ayaklarının dibinde toprağı öpmeye zorlayan Sultan Alparslan'ın eline geçti. Bu aşağılanma dayanılmazdı.
Reklam