“Gerçeklerin bir yerlerden çıkmasını bekleyemezsin.Bahanelerin ve savunmaların sana yardım edemez.Hepsinden kurtulmalısın. Parçalara ayrılmalısın. Boğazına kadar cesetlerin arasına gömüldüğünde katliamı inkâr etmek imkânsızdır.”
Sarasti "Bir vampir masalı dinlemek ister misin?" diye sordu.
"Vampirlerin de masalları var mı?"
Başını evet anlamında salladı.
"Karanlığı bulmak için bir lazer görevlendirilmiş. Hiçbir kapı, pencere ve ışık kaynağına açılan başka bir şeyin bulunmadığı bir odada yaşadığı için bunun kolay olacağını düşünmüş. Ama nereye dönse ışık görmüş. Yüzünü döndüğü her duvar, her eşya aydınlanıyormuş. Sonunda karanlığın olmadığına, ışığın her yerde olduğuna karar vermiş."
"İnan ya da inanma Cyggers, insanlar bazen iyi hatıraları bile görmezden gelmeyi seçer. Meselâ hoşlanmamaları gereken bir şeyden hoşlanıyorlarsa. Veya..." alnımı öptü. "Eğer mutlu olmayı hak ettiklerini düşünmüyorlarsa."
Ölen dört kişinin tecavüz, işkence ve cinayet gibi pek çok suçtan hüküm giymiş olması fark etmezdi. Savaş zamanında insanlar böyle şeyler yapar. Savaşın içinde nezaket yoktur. Emir komuta zincirinin ötesinde onurlu bir kural yoktu. Yapabiliyorsanız düşüncesizlikle uğraşın. Mecbur kalırsanız suçları cezalandırın.Hiçbir işe yaramasa da sırf görünüm için. Ama Tanrı aşkına önce kapıları kapatın. Düşmanınıza asla rütbeler arasında bozulma olduğunu görme zevkini yaşatmayın. Onlara birlik ve kararlı gözlerden başka bir şey göstermeyin. Aramızda katiller veya tecavüzcüler olabilir ama Tanrı aşkına onlar bizim katillerimiz ve tecavüzcülerimiz.Kemerinde yüzlerce kafa derisi olan bazı teröristlerden intikam alma hakkını size vermez.