Körler Üzerine Mektup - Sağırlar ve Dilsizler Üzerine Mektup
Denis DiderotKörler Üzerine Mektup - Sağırlar ve Dilsizler Üzerine Mektup Gönderileri
Körler Üzerine Mektup - Sağırlar ve Dilsizler Üzerine Mektup kitaplarını, Körler Üzerine Mektup - Sağırlar ve Dilsizler Üzerine Mektup sözleri ve alıntılarını, Körler Üzerine Mektup - Sağırlar ve Dilsizler Üzerine Mektup yazarlarını, Körler Üzerine Mektup - Sağırlar ve Dilsizler Üzerine Mektup yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
...ad hiçtir, sıfat ise her şey. Eğer size bir cismin ne olduğu sorulacak olursa, bunun yer kaplayan, içine girilemez, şekilli, renkli ve hareketli bir töz olduğu yanıtını verirsiniz. Ama tüm bu tanımlamalardan sıfatları çıkartacak olursanız töz adını verdiğiniz bu hayali varlıktan geriye ne kalır?
O halde köre göre ayna bizi kendi dışımızda kabartma hale getiren bir nesnedir.
Bir de şunu söyliyeyim ki, bütün varlıkların ve geçmiş zamanların ta başlangıcına geri gittiğimiz taktirde, maddenin kımıldanmaya, kaosun dağılmaya başladığını hissettiğimiz o devirde şekilsiz birçok varlığa karşı ancak birkaç iyi şekillenmiş varlığa rastlarız.
Görmeden yoksun olmanın özellikle de kadınlar için bir avantajı vardı: Hiçbir zaman güzel bir adam benim başımı döndüremez derdi.
Ruhumuzun durumu başka şeydir, kendimize ya da başkalarına onu nasıl anlattığımız başka bir şey.
Adına insan denilen bu kibirli mahluk, kâinattaki bu genel ayaklanma içerisinde kaybolacak, dağılıp maddenin molekülleri arasında karışacak ve dolayısıyla daima var olan şeyler arasında değil de, varlığı mümkün olan şeyler arasında kalacaktı.
Tabiat karşımıza çözülmesi güç bir düğüm çıkardığı zaman onu olduğu gibi bırakalım ve bu düğümü kesmek için bizim için yeni bir düğümden başka bir şey olmayan bir varlığın elini kullanmaya kalkışmayalım.
Bir olay bizim fikrimizce insanın gücünün üstündeyse, hemen şöyle deriz: Bu Tanrı'nın işi. Daha azını kibirimize yediremeyiz.
"Aman bayım, demiş, bütün bu güzel manzaraları bir tarafa bırakın, bunlar asla benim için yaratılmadı! Ben bütün ömrümü karanlıklar içinde geçirmeye mahkûm edilmişim; şimdi siz kalkıyorsunuz, bana yalnız sizin ve sizin gibi görenler için bir şey ifade eden güzelliklerden bahsediyorsunuz. Eğer Tanı'ya inanmamı istiyorsanız, ona dokunabilmemi sağlamalısınız."
İster göklere yükselelim, ister uçurumların dibine inelim, asla kendi dışımıza çıkamayız; idrak ettiğimiz şey kendi zihnimizden başka bir şey değildir.