Kendini arayan,içe dönük ve kendiyle konuşan karakterler kendilerini bulmaya çalışıyorlar. Bu kişiler hayatın içindeki kişiler ,bizim de okur olarak hayatın içinde bir biçimde rastladığımız, belki de en yakınımız olan kişiler. Karakterler bir yön,bir yol arıyorlar.Varacakları yeri biliyorlar ama yönü tayin etmeye çalışıyorlar.
Öykülerdeki karakterlerin duyguları ortak noktalarımızdan, ortak duygularımızdan oluşuyor; özlemek, terk ediş ve terk edilişlerin tortuları, vazgeçmemek,unutma çabası, ölüm acısı,avunmak ...Yazarın aynı zamanda usta çevirmenin,öykülerin birinde belirttiği gibi “herkesin yaşama biçimi kendine.” Öykü karakterleri de bu duyguları, durumları “kendileri” gibi yaşıyorlar.
Öyküler,içlerinde birer hüzün barındırıyor.Yazar,bazen bu hüznü mizahi bir dille yumuşatıyor.
Ev öyküsü kitap içinde benim ayrı bir yere koyduğum öykü oldu.Bir evin gözünden bir adamı ve adamın hayatını yansıtıyor.
Sigara,bir bitişin ardından yıllar öncesini de içine katıp bir iç hesaplaşma,dün ile yüzleşme halini aktarırken yarına umutsuz bakan bir öykü .