Kovulmuşların Evi

Ali Ayçil

Kovulmuşların Evi Sözleri ve Alıntıları

Kovulmuşların Evi sözleri ve alıntılarını, Kovulmuşların Evi kitap alıntılarını, Kovulmuşların Evi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanların ölümle aralarındaki mesafeyi, dünyayla ve birbirleriyle olan mesafeleri belirliyordu.
Böylelikle ilk kez, babamızın gözlerinde bir göç öncesinin alınganlığını görürüz; saçlarının fazlasıyla beyazlaşmış olduğunu görürüz. Görürüz ki, onun alnı yaşadığımız coğrafyanın kaderiyle aynıdır. Sanki hiç mola verilmemiş bir savaşın cephe yerine benzeyen bu alın aslında bizzat hayatın alnıdır.
Sayfa 19 - Dergah Yayınları 4. Baskı
Reklam
Kimi vakitler, ruhumda hissettiklerim dünyaya çıkacak bir kelime bulamazlar. Böyle zamanlarda hayat, dört bir tarafıma asılmış donuk bir resim gibi durur. Kalkıp insanların içine karışmak istemem, elimi raftaki bir kitaba atmak istemem, sevdiğim insanları aramak istemem; bitkinlikle, kendimi kendi içime uzatırım. Oysa bilirim ki o ağır ve gamlı yurtta, anılarımın çölünden başka bir bekleyen yoktur beni.
kendimizden başka her yere ânında ulaşabiliyoruz artık.
Sayfa 107 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Kimse, dünyanın bir tek "ân"ını içine sığdırmayı başaramıyor. Aşka düşenler hariç...
Sayfa 50 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Kendisini başkalarına sormaktan imtina eden sayısız insan gibi, ben de kendimi kendime sorup, kendim için kendimden bir ipucu istedim. Yine pek çok insanın yaptığı gibi, "günler ve işler" bitip de geceyle sırdaş olma vakti geldiğinde, masama bir ayna yerleştirip yüzümü ona döndüm. "Artık iki kişiyiz," dedim sure time; "burada, bizi kimse duymadan konuşabiliriz." Sayısız kere yaptım bunu; yani ben sayısız kere, şu aynada duran ve alnındaki çizgiler erkenden derinleşmeye başlamış adamdan, hatırlayabil diği bütün geçmişini bana anlatmasını istedim. Böylelikle, kendi halinde ve kimseye zarar vermeden çekilmiş bir filmin karele rinden geçebilecektik. Ama parçaları güçlükle birbirine eklenen ve eklendiği yerler iyi tamir edilmediği için, durmadan kopan bir filmdi bizimkisi. O kopuş noktalarında hafıza silikleşiyor, ruh, hiç rendelenmemiş bir tahtanın budak yerlerinden sarkıp duruyordu: İlki boş, ikincisi yırtıktı. Bu yüzden geçmiş zamanın anlarını bir türlü birleştiremiyor, işe yarar bir hayat hikâyesi çıkaramıyorduk ortaya. Suretim ve ben, aynı beyhude oyunu tekrar be tekrar oynayıp durduk o mavi çerçeveli aynada.
Sayfa 88 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.