kapatılmalarında söylenenler yapılanlarla, mezunlarına çektirilenlerle sağ iktidarların en büyük ayıpları olarak anıtlaşan uygarlık yuvaları. ha bu gün bu düzeyde geçersiz bir kurumdur, ama o zamanın köylüsününün ne halde olduğunu bilmek isteyen yaşar Kemal'in romanlarını okusun. özellikle bu diyar baştan başa adlı gezi yazılarını. öyle insanın umudu enstitüdür. ama enstitülüyü görmüş insan artık şıhın önünde diz çöküp el etek öpmez, ağanın önünde el bağlayıp boynu bükük dikilmez. bu yüzden Mustafa Kemal'in bizi şerlerine karşı uyardığı şeyhler, dervişler, müritler, sonra paragöz ağalar, toprak sahipleri, işlerine gelmeyen, köleleri olmuş köylüyü ellerinden alacak, özgür kılacak bu sistemden çok korktular. aşiret düzeninden, cemaat düzeninden oy uman dp'deki yardakçılarının oluşturduğu baskı ile ve evet, maalesef inönü yönetiminin dirayetsizliği ile, karalama kampanyalarıyla bu güzelliği sildiler. arkasından bize, atatürk için söylediğimiz bir lafı bu okulların kurucuları için de söylemek kaldı: "sen bu halka fazlaydın ismail hakkı Tonguç, sen bu millete fazlaydın hasan ali yücel!"