Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Köy Enstitüleri Üzerine

Sabahattin Eyüboğlu

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Köy Enstitüleri Atatürk'ün Hayatta en hakiki mürşit bilimdir sözünü ve Türk köylüsünü karanlıktan ve kulluktan kurtarma istemini ciddiye alan eğitimcilerimizin kenarda köşede cömertce harcandıkları gösterişsiz bilim çabalarının sonuçlarıdır.
Sayfa 129
Mustafa Kemal bir bilim adamı değildi; ama en büyük isteği sözde bilimin yerine gerçek bilimi getirmek oldu. ''Hayatta en hakiki mürşit ilimdir'' sözünü süs diye yazılmak için değil, bütün hayatını, zaferlerini ve devrimlerini bu gerçekle yoğurduğu için söyledi.
Sayfa 33
Reklam
Mutsuzluğumuz budur işte bizim. Yıllar yılı uğraşıp karanlıktan çıkmanın yolunu bulur, sonra aydınlıktan ürkmüş gibi gerisin geri döneriz. Özene bezene, dişimizden tırnağımızdan kese kese yetiştirdiğimiz fidanları bir vuruşta keser atarız. Bizi uyarsın diye milyonlar harcayıp okuttuğumuz, Avrupalara yolladığımız, yüzlerce fireden arta kalmış bilim, sanat, hukuk adamlarımızı en verimli çağlarında kapı dışarı eder, yada ellerini kollarını bağlamak için kanunlar çıkarırız. Gül gibi devrimlerimizi mevzuata boğar, bal arılarımızın üstüne kara böcekleri saldırtırız. Milletin çoğunluğu uyanıp, yarattığı değerlere sahip çıkmadıkça böyle gidecek bu iş: Karalar akları kemirecek, "pireler filleri yutacak" Orhan Veli'nin dediği gibi.
Sayfa 74
Köy Enstitülerini İnönü'nün kurtarabilecekken kurtarmadığını sananlara karşı Tonguç'un verdiği karşılık şu olmuştur: Siz ne Köy Enstitülerini biliyorsunuz, Ne İnönü'yü.
Sayfa 96
Enstitülerde öyle her kitap okunmamalıymış, her ileri fikir söylenmemeliymiş. Ya Allah korusun bu çocuklar solcu olursa ne yaparmışısz! O zaman ne vatan sevgisi kalırmış, ne millet düşüncesi. Bu solcu sözünü, gerçek anlamını anlatmadan, iyi veya kötü niyetli insanların eline silah olarak verenler Türk köylüsüne ve Türk devrimine dostluk etmiyorlar.
Sayfa 17
Hasan Ali Yücel insanı politikadan iğrendirmeyen sayılı insanlardan biriydi.
Sayfa 117
Reklam
On yedi Nisan elbet Türk solunun Yani Atatürk gibi İnönü gibi laik ve sınıfsız bir yeni Türkiye özleyenlerin bayramıdır. O gün Türk köylüsü kendisini hor görmeyecek, derdine derman arayacak, yanı başında çalışacak, halinden anlayacak hem yerli, hem ilerici bir eğitim kurumuna kavuşuyordu. Bu kurumda köylü, yani Türkiye halkının büyük çoğunluğu tarihinde ilk kez kendi yöneticisini kendi yetiştirecek ve kendi kendini yöneten halkın, yani gerçek demokrasinin yepyeni bir örneğini verecekti.
Sayfa 102
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.