Köygöçüren kitaplarını, Köygöçüren sözleri ve alıntılarını, Köygöçüren yazarlarını, Köygöçüren yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Köyün yarısı ağıl, ahır; yarısı ev. Kadınlar belleri kuşaklı, etekleri yerleri süpürüyor, yoksulluğun ve bilmezliğin ağırlığıyla çirkinleşip gitmişlerdi.
"Yani şimdi kabahat bizim mi, sana göre?"
"Kabahat sizin... demeğe dilim varmıyor. Ama birazı siz- de... bizde... aklını başına toplamayan, dünyayı beylerin eline bırakan hepimizde!... Bilmem daha ne desem?"
"Demesen de anlaşılıyor gali!..."
10/10 … Köygöçüren kitabı Fakir Baykurt’un okuduğum ikinci kitabı. Yılanların öcü ile tanıdığım yazarın diğer kitabı Köygöçüren, okuması kolay keyifli bi Anadolu köylüsünün şehre yerleşme ile sonuçlanan, dram desem yer yer sizi güldüren yerler mi desem bünyesinde ikisini de barındıran bi hikayesi. Kahramanlarımızın iyi niyetleriyle köylerine su istemesi üzerine onların deyimiyle ardı arkası kesilmiyor belaların. Daha devam ederim ama bununda adını ‘neyse’ koyalım ;).
Ben okurken çok keyif aldım, Fakir Baykurt ile henüz tanışmadıysanız öneririm efenim, iyi okumalar.
Anadolu insanının isim koyma konusundaki keskin zekasının hakkını öncelikle teslim edelim. Köygöçüren (cirsium arvense):Ekin arasında görülen ve ürüne zarar veren bir çeşit dikenli bitki. Fakir Baykurt romanlarında metafor kullanmayı seviyo. Bu romanında da köygöçüren bitkisini metafor olarak kullanıyor. Konya'nın Kantarma köyünde yaşayan köylüler ile siyasetin semirttiği şehirlilerin ilişkileri... Köyün muhtarı Musa ile arkadaşı Hıdır'ın köydeki kuraklığa ve yoksulluğa çare olur umuduyla su kuyusu açtırma çabaları etrafında gelişiyor olaylar. İşler onların hayalini kurduğu şekilde gitmez. Bürokratik engeller, köylünün cahilliği, siyasetin ikiyüzlülüğü, şehirlinin açgözlülüğü, köylünün ahmaklığı yıldırır Musa'yla Hıdır'ı. İşlerin tıkandığı her noktada Musa'nın leitmotif olarak kullandığı sözle bitirelim :"Düzelir be adamım! Karabük'te kol gibi demirler düzeliyor. Bu da düzelir."
Köylüye gitmesi gereken hizmetlerin zenginlere ve siyasi gücü olan kimselerin işini yürüttüğü bir alt tabaka insanların ezildiği, demokrasinin Sözde uygulandığı bir sistem.
Devlet görevlilerinin köylüden ziyade çıkarlarına veya zenginlere hizmet etmek zorunda kaldığı siyasi bürokrasinin hakim olduğu yönetim biçimini eleştiriyor ,yazar