Kim olduğunu senden iyi bilebilecek kimse yoktu. Sen de kim olduğunu bilmiyorsan, aynalarla yüzleşmeliydin. Çünkü en çok kendi mahkemesinden korkardı insan.
Yaşadığın her kötü anıyı, tıpkı o yara izleri gibi son nefesine kadar taşıyacaksın. O izler vücudunun güzelliğinden bir şey götürmüyor, tıpkı ruhundaki izler gibi. Sadece senin ne kadar güçlü olduğunu sembolize ediyorlar.
Her iyinin içinde kötü, her kötünün içinde iyi vardı. Bu dengeyi kurmak kendi ellerimizdeydi ve şiraze iki yönden birine doğru kaydığı zaman, kim olduğumuzu tam da o noktada belirliyorduk.