İlk başta acı çekene ne kadar tedavi ve kontrol edilemez gelse de erken yaşlarımızda, zaman, acılarımızın bir çoğunu iyileştirir ve ruhumuzun üzüntülerini sakinleştirir. Ama hayatımızın ilerleyen dönemlerinde, sert darbeler ruhumuza şiddetle vurunca, darbeyi karşılayacak toparlanma gücünü bulmak güçleşir. Bunun gibi durumlarda sersemlemiş ve şaşkın olan ruh yara aldıktan sonra yoluna sendeleyerek, zayıflık ve acıyla devem eder. Uzun bir süre de sonunda yükselip iyileşeceği ya da dibe batıp öleceği belli olmaz.
Bir kişinin zalimliği ve bencilliği veya nankörlüğü ile incinmek mümkündür.
Tüm bunlara rağmen, yürek o kişiye aşırı bir sevgiyle bağlı kalmakta diretir.