Kral tahta çıkarken taç giyer ve bu onu ölümsüzleştirir, yazar eser kaleme alırken krallaşır, yani eser yazarın tacıdır. Birden fazla bedendedir yazar, hem ikondur hem de Beckett'tir mesela...Michon'un yaptığı bir nevi yazarı diriltmek, metinlerini mitleştirmek arzusudur.
Bir biyografi değildir Kralın Bedenleri, her biri edebiyata değer katan şahsiyetlere (Beckett, Faulkner, Hugo, Flaubert) metaforik bir bakıştır. Keskin ifadeler kullanır yazar, ona göre kendi sözüne edebiyat diyebilen yazar, tüm yüzüne anestezisiz bir biçimde maske dikebilendir. Bu maskeyi dikebilenlerin edebiyatı bu denli ciddiye alışları, kendi hayatları ve bedenleri dışında başka hayatları ve başka bir bedenleri olması Michon'ın yüreğini burkuyor olsa da; hayatı hayatlarının içinden aktaran ve eserleri ile tanrılaşan yazarlara Michon'un gözünden bakmak çok farklıydı. Nobel'e aday olan yazarlardan biri diye hatırlıyorum Pierre Michon'ı. Sanki o da tanrı olmak niyetinde ...
Umarım anlatabilmişimdir kitabı. Farklıydı, fakat çok sevdim.
..