Amacı yoksullara öğretmenlik yapmakken,eline geçen kraliyet mürebbiyelıği görevini üstlenen İskoç asıllı Marion, sarayda kaldığı süre içerisinde, isyanlara, ayaklanmalara, taç giyme törenlerinden, cenaze merasimlerine, siyasal krizlere, saray entrikalarina kadar pek cok olaya yakından tanık olmuş.Bu iki prensese diğer yoksul insanların varlığını göstermek, dünyanın bozulan sosyal ve toplumsal dengesine dikkatlerini çekmek için girdiği yolda en büyük fedakarlığı kendisinin yaptığından habersizdir.Artık bir mürebbiyeye ihtiyaç kalmayınca görevden uzaklaştırılan Marion,prenseslerle olan yıllarını,halkın gözünde onları yüceltmek için anılarını bir kitap haline getirir.Ve bu onun sonu olur.Ömrünün en güzel yıllarını adadığı bu kraliyet ailesi tarafından unutulmak ve yok sayılmak Marion'u yıkar.Mürebbiyenin hayatını okudukça aklıma sadece şu kelime kaldı; vefasızlık...
.
Çok büyük bir keyifle okudum bu romanı. Yazarın anlatımı da çok akıcıydı.Kraliyet ailesine meraklıysanız bu kitap tam size göre.Türü sevenlere mutlaka değenlendirmeli️
.