Yazar, insanların sosyal paylaşım ağları aracılığıyla her türlü bilgiye ulaşabildiklerini bununla birlikte insanlar ya tamamen bilimsel verilere göre hareket edip değerlendirme yapıyor, ya da bir kısmı işin sadece felsefesinde kalıyor. Yazar bu kitapla, bazı tasavvufi konulara farklı bir yaklaşım getirebilmeyi amaçlıyor, işin aslı; tayyi mekân, rabıta ve benzeri pek çok konunun günümüzde kuantum teorileri ve atom altı boyutla da izahlarının mümkün olabileceğini açıklıyor. Yani kuantumu en iyi evliyaların bildiği gerçeğini bir ölçüde de yansıtıyor.
Gerek fizikçilerin, gerek mutasavvıfların elde ettikleri bilgi için "keşf/ keşf etme" terimini kullanırlar. Aslında sıradan bir tesadüf gibi görünen bu terim, bize fizikçilerin de tasavvuf ehlilerinde var olmayan bir şeyi değil, Allah'ın evrene yerleştirdiği kural ve prensipleri tespit ettiklerini anlatmaktadır. Aralarındaki fark, bilimin ancak bazı vasıtalarla çok uzun zaman zarfında keşf edebildiği kuralı, mutasavvıfın riyâzet ve mücâhede sonucu ilm-i ledün ile ve araç gereç kullanmadan Allah'ın bir lütfu olarak daha kısa zamanda keşf etmiş olmasıdır.
Kuantum fiziğindeki sonsuz olasılıklar kaosu, tasavvufta kabul edilen son manevi makam olan Hayret Makamı’na denk geliyor diyebiliriz.