''Her an ölümle burun buruna gelebilirim. Ama kendimi ölümün kucağına bırakacak da değilim. Elbette bir gün ben de ölümle yüzleşeceğim. Ama asıl önemli olan: Benim hayatım nasıl etkileyecek başkalarını?''
Küçük Kara Balık’ın yazarı Samed Behrengi Azeri asıllı bir İranlı ve ne yazık ki kitabı kendi ülkesinde yasaklı. Küçük Kara Balık aslında bir çocuk kitabı fakat tüm yetişkinler okumalı.
Masalımız nasıl başlıyor? Küçük Kara Balık kendi dünyasının ötesini merak ediyor ve keşfetmeye çıkıyor. Çok da güzel başının çaresine bakıyor. Küçük Kara Balıkta gördüğüm cesaret ve merak bana çok şey düşündürdü ve öğretti. Çok güzel bir kitaptı.
Küçük Kara BalıkSamed Behrengi · Çizmeli Kedi Yayınları · 201331.1k okunma
La fonteine masallarının Samed behrengi hali demek yanlış olmayacaktır diye düşünüyorum. Öyle ki la Fonteine'de olduğu gibi karakterler hayvanlar ve okuyuculara hayat dersi veriyorlar. Hayatı yaşamış olmak adına yuvasından ayrılan küçük balık hayatının amacını bulmak için salyangozun yanına gitmeye karar verir. Bu yolculukta tek gibi görünse de diğer hayvanların aforizmalarıyla hayat heybesini doldurur. Pelikanla karşılaşmasında yola çıkınca mutlaka korkun geçer cümlesi aslında insanlarında hayattaki yolculuğunun bir özeti değil mi? Ölümden korkuyoruz, öldükten sonra ne olucak bilmiyoruz, ölümün ne anlam ifade ettiğini anlamıyoruz ve ona rağmen yoldayız hedefler koyuyor bu hedefler için çabalıyor birikim yapıyoruz. Peki buna rağmen hala korkumuz geçti mi geçmedi. Ölüm başkalarının yaşamını nasıl etkileyeceği değil mi? Kara balık geride bıraktığı yuvasını sırf onlar yaşamı anlasınlar diye yolculuğa çıkmadı mı. Denizi düşünüp hayal kuranlara çok güzel bir kitap.
Küçük Kara BalıkSamed Behrengi · Can Yayınları · 202331.1k okunma
“Her an ölümle yüz yüze kalabilirim. Ama yaşayabildiğim sürece ölümü karşılamaya gitmem gerekmez. Bir gün ister istemez ölümle karşılaşacağım; bu önemli değil. Önemli olan benim yaşamamın veya ölümümün başkalarının yaşamını nasıl etkileyeceği....”
Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp ölüp gitmek mi, yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak mümkün mü?
"Balıkların çoğu yaşlandıkları zaman ömürlerini boşu boşuna harcadıklarından yakınırlar. Sürekli sızlanır, lanet okur,her şeyden şikayet ederler. Ben bilmek istiyorum; gerçekten de yaşamak dediğimiz şey şu bir avuç yerde yaşlanıncaya kadar boşu boşuna ileri geri gidip gelmekten mi ibaret; yoksa dünyada başka şekilde yaşamak da mümkün mü?"