Küçük Şeylerin Tanrısı kitaplarını, Küçük Şeylerin Tanrısı sözleri ve alıntılarını, Küçük Şeylerin Tanrısı yazarlarını, Küçük Şeylerin Tanrısı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Oxforda'a gitmiş olmak, bir insanın zeki olmasını gerektirmez.
Zeki olmak demek iyi bir başbakan olmak demek değildir.
.
.
..... annelerin hepsi de oğullarına bayılırlar ve bu yüzden onların yeteneklerini doğru biçimde ölçemezler.
Oxford'a gidilmez. Oxford'da okuduktan sonra üniversiteden ayrılınır.
Öyle bir zaman gelmişti ki dayılar baba, anneler sevgili olmuş, kuzenler ölmüş, cenaze törenleri yapılmıştı.
Öyle bir zaman gelmişti ki, akla gelmez şeyler akla gelmiş, olanaksız olan gerçekleşmişti.
Toprağın altında Sophie Mol çığlık atıyor, dişleriyle sateni parçalıyordu. Ama toprağın ve taşın altından çığlıklar duyulmaz.
Sophie Mol soluk alamadığı için öldü.
Onu cenazesi öldürdü. Tozu toza toza toza toza.
Mezar taşında "Yanımızda Kısacık Kalan Bir Güneş Işığı" yazıyordu...
Onlar heyecanlarla ve şaşırtıcı sonlarla gözünüzü boyamazlar. Beklenmedik şeylerle şaşırtmazlar. İçinde yaşadığınız ev kadar tanıdıktır size. Ya da sevgilinizin teninin kokusu kadar. Nasıl bittiklerini bilirsiniz, ama yine de bilmiyormuş gibi kulak verirsiniz. Tıpkı, bir gün öleceğinizi bilmenize karşın hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamanız gibi.
Ne de olsa bir öyküyü yıkmak çok kolaydır. Bir düşünce dizisini bozmak. Bir porselen eşya gibi özenle oradan oraya taşınan bir düşün bir parçasına zarar vermek.