Özellikle depremden sonra can ve mal kaybı olan danışanlarımla yaptığım görüşmelere katkı sağlasın diye yas ve yası yaşamak hakkında daha fazla kitap okumak istedim. Alandaki kitaplara hakim olduğum için kütüphanede bulduğum bu kitabı ödünç aldım. Ama vasat. Psikolog olduğum için mi acaba dili ve içeriği basit geldi diyorum ama yoldan geçen birisine sorsanız aynı önerileri verirdi diye düşünüyorum. Örneğin yasta olan birisine “Böyle hissetmemelisin.” demek yanlışmış. Hadi canım! Ağlamak normalmiş, gerginliği azaltırmış. Bu da ilginç bir bilgi(?) Neyse neden sinirlendim bilmiyorum. Muhtemelen kitabın bazı kısımlarında kayıp yaşayan kişilere gerçekten kötü hissettirecek cümleleri fark etmemden dolayıdır. Büyük bir kaybım olmadı çok şükür ama olmamasına rağmen bazı cümleler beni bile kötü hissettirdi. Gerçekten bir yakınını kaybetmiş birisi okuduğunda neler hisseder, bilemiyorum. Çok fazla “O artık yok!” tarzında dramatize edilmiş cümle var.
Spoiler alıntı: Doğum günleri, evlilik yıldönümü gibi özel günler çok üzücü olabilir. Çünkü kutlamaların birlikte yapıldığı kişi artık yoktur.
Neyse sakinim, okumayın kısacası. Yas ve ölümle alakalı kitap okumak isterseniz Kübler-Ross eserlerini tercih edin.