Kubbetu’s-Sahra’nın batı tarafında Silsile (Zincir) Kapısı yakınlarında bulunan şadırvan, Osmanlıların Kudüs'te yaptıkları ilk binadır. İstanbul'daki Kasımpaşa semtine adını veren Mısır valisi Güzelce Kasım Paşa tarafından yaptırılmıştır. Şafiilerin abdest havuzu olarak kullandıkları Garganç (Nârenciye) Havuzu'nun yanındadır. Hanefiler durgun sudan değil de daha çok akan sudan abdest aldıkları için "Hanefî Sebili" diye de anılır. 1527'de inşa edildiğini yazan kitabesinde Kanuni Sultan Süleyman'dan "Dünyayı yöneten ikinci Süleyman" olarak bahseder.
Mervan Mescidi'nin güneydoğu köşesinde "Mehd-i İsa" yani "İsa'nın Beşiği" denilen bir taş leğen ve onu taçlandıran Osmanlı yapısı bir ahşap kubbe bulunur. Hristiyanların Hz. İsa'nın burada vaftiz edildiğini iddia ettikleri bu kısım, 5. yüzyılın ikinci yarısında yapılmıştır. Bazı Müslümanlar ise buranın, Hz. Meryem'in kucağındaki bebek İsa'nın hahamlara konuşup peygamberliğini ilan ettiği yer olduğuna inanırlar.
İsrâ, Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksâ'ya yani uzak mescide, uzaklardaki mescidedir. Bir Mekkeli için, bir gecede yapılabilecek bir yolculuk için çok uzak olsa da, aslında uzakların uzağındaki bir "yakın"a, insana şah damarından daha yakın olanadır.
Bu kitap, Filistin ile ilgilenen herkes için bir başlangıç kitabı, niyeti de Kudüs'ü ziyaret etmek isteyenlere rehberlik etmek. Önce Mescidi Aksa'daki yapıları , daha sonra Aksa dışındaki yapıları , Filistin şehirlerini , diğer dinlere ait yapıları tek tek resimler ile anlatan kitap bize oraları gezdiriyor. Ardından Kudüse ayak basmış tüm peygamberlerin , önemli kişilerin, sahabelerin hayatları anlatılıyor. Kitabın sonundaki Filistin kronolojisi çok yararlı. Ve yine kitabın sonuna eklenen, ebedi birkaç yazı ve şiir kitabı taçlandırmış. Gençler sıkılmadan rahatlıkla okuyabilir .
Kudüs ve AksaBünyamin Erul · Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları · 2019268 okunma
"Kıble, Allah'a yönelişi sembolize ettiğine ve Hz. Peygamber de bu amaçla Kudüs'e doğru namaz kıldığına göre Kudüs aynı zamanda Allah'a yönelişin bir ifadesidir."
Bu kıymetli çalışma ile yazar, Mescid-i Aksa ve çevresini, Kudüs'ü, bereketli toprakları hem din hem tarih hem coğrafya hem kültür boyutuyla ele alan detaylı bir çalışma sunmuştur. Çalışma bu noktada, sosyolojik bir eser olarak da görülebilir. Yazar bu kutlu beldenin yalnızca surlar, kubbeler, kapılardan ibaret olmadığını, Kudüs'e can katan yegane değerlerinden birinin orada yaşayan insanların addettiği değerle var olduğuna dikkat çekmektedir.
Kudüs'e Osmanlı, Memlûkler, Eyyubiler gibi daha pek çok medeniyet izler bırakmıştır. Farklı medeniyetlerin mimari ve tarihi izlerinin aynası konumundadır.
Yazar çalışmayı Mescid-i Aksayı geniş bir perspektiften Ayet ve hadisler ile destekleyerek işlemiş ve zengin bir içerik karşımıza çıkmıştır. Bu çalışma başlangıç aşamasında bizleri de bu yolculuğa dahil ederek coğrafyaları aşan bir ilim fırsatı sunmaktadır. Çalışma, dil ve anlatım yönünden oldukça sade ve akıcıdır.
"Çünkü Kudüs'ü savunmak bir insanlık borcudur. Müslümanların ve insanlığın önünde bir vicdan, hukuk ve ahlak sınavıdır."
Kudüs ve AksaBünyamin Erul · Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları · 2019268 okunma