Kudüs'teki Orta Asyalı ve Hintli Sufi Hacılar

Thierry Zarcone

Kudüs'teki Orta Asyalı ve Hintli Sufi Hacılar Posts

You can find Kudüs'teki Orta Asyalı ve Hintli Sufi Hacılar books, Kudüs'teki Orta Asyalı ve Hintli Sufi Hacılar quotes and quotes, Kudüs'teki Orta Asyalı ve Hintli Sufi Hacılar authors, Kudüs'teki Orta Asyalı ve Hintli Sufi Hacılar reviews and reviews on 1000Kitap.
İki insan birbirine öfkelendiği zaman, kalpleri uzaklaşır.
Hintli bir ermiş, öğrencileriyle gezinirken Ganj nehri kenarında birbirlerine öfkeyle bağıran insanlar görmüş. Talebelerine sormuş: "Neden bu kişiler böylesine öfkeli?" - Çünkü sükûnetlerini kaybetmişler. Hintli ermiş bu cevaptan tatmin olmamış: "Birine söylemek istediklerimizi daha alçak bir ses tonu ile de aktarabilecekken niye bağırırız?" diye tekrar sormuş. Öğrencilerden ses çıkmayınca anlatmaya başlamış: "İki insan birbirine öfkelendiği zaman, kalpleri uzaklaşır. Bu uzak mesafeden birbirlerinin kalplerine seslerini duyurabilmek için bağırmak zorunda kalırlar. Ne kadar çok öfkelenirlerse, arada açılan mesafeyi kapatabilmek için o kadar çok bağırmaları gerekir. Peki, iki insan birbirini sevdiğinde ne olur? Bağırmak yerine sakince konuşurlar, çünkü kalpleri yakınlaşmıştır, arada mesafe ya yoktur ya da çok azdır. İki insan birbirini daha da fazla severse ne olur? Artık konuşmazlar, sadece fısıldaşırlar; çünkü kalpleri daha da yakınlaşmıştır. Bir süre sonra konuşmalarına bile gerek kalmaz; sadece birbirlerine bakmaları yeterli olur. İşte gerçek sevgi ve yakınlık böyle bir şeydir." Daha sonra ermiş, öğrencilerine bakarak şöyle devam etmiş: "Bundan dolayı tartıştığınız zaman kalplerinizin arasına mesafe girmesine izin vermeyin. Aranızı açacak sözcüklerden uzak durun. Aksi takdirde mesafenin arttığı öyle bir gün gelir ki, geriye dönüp birbirinize yakınlaşacak yolu bulamayabilirsiniz."
1940 sonrasındaki kayıtlarda yer alan çoğu hacı ülkesine donemedi ve sürgünde kaldı. Şeyh Yakub el-Buharînin 1956'daki vefatı Orta Asyalilarin Kudüse ziyaretlerinde ve sufi kardesliginin tarihinde yeni bir sayfa açtı: موت عالم، موت عالم Alimin ölümü alemin ölümü gibidir.
Reklam
Vehhabîlerin başa gelmesi, Istanbul Mekke ve Kudüsü birbirine bağlayan, sufi merkezinin oluşturduğu bağa son verdi.
1925'te Vehhabîlerin Mekkeyi almalarindan 1 yıl sonra, Kemalist hükümet tüm tekkeleri kapattı ve turnelerde ibadeti yasakladı. Böylece İstanbuldaki tüm Özbek, Afgan tekkeleri kapatıldı ve manevî merkezli kimlikleri ellerinden alındı.
Louvres Müzesindeki serginin özel bir kataloğunda çok sayıda Türk, Farisî, Hindû ve Kalenderî dervişlerin resimleri bulunmaktadır fakat açıklamalar yetersizdir.
Sonradan ismini İstanbulda bir tatlıya veren Keşkül, Kalenderî dervişlerinin sadaka topladiklari toprak veya hindistan cevizi kabuğundan yapilma çanaktır. Onu Posteki ve teberle her daim yanlarında taşırlar.
Reklam
27 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.