Bu masalı o kadar küçük bir dünyada yaşıyorken okumuştum ki sihirli değneği olan büyükannelere inanmıştım. Belki bir yerlerde sihirli bir değnek bulabilirdim. Düşünsenize masalda balkabağından araba, farelerden at, camdan ayakkabılar yapan bir büyükanne vardı, öyle ise beni küçük dünyamdan çıkartıp ay'ın kimseye göstermediği yerine atması daha kolay olurdu. Ben ay'a gitmek istedim, ben satürnün halkasına oturup uzayı seyretmek istedim...
Ve ben hiç bir zaman inanmamıştım camdan ayakkabıların zerafetine, inanmamıştım sarayların ve şatoların ihtişamına ve beklememiştim hiçbir zaman beyaz atıyla bana gelecek bir prensi. Masalcılar kadınları kandırmak için vardır. Onlar kadınları bir gün beyaz atlı prensin gelip onları sarayına götüreceği konusunda kandırırlar. KANMAYIN!
Sizin Tanrının gölgesinden taşan hayallerinizi taşıyacak bir prens mevcut değil bu gezegende Hanımlar, kalkın ve kendiniz yapın!
Dipnot: Saray kelimesinin nasıl yazıldığını unuttuğum için sözlük açarak geldim buraya.