Küller Altında Yakın Tarih

Mustafa Armağan

Küller Altında Yakın Tarih Sözleri ve Alıntıları

Küller Altında Yakın Tarih sözleri ve alıntılarını, Küller Altında Yakın Tarih kitap alıntılarını, Küller Altında Yakın Tarih en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kemalistler bizi kandırmış :(
Velhasıl 23 Nisan’ı Atatürk’ün çocuklara -şimdilerde yaygınlaşan deyişiyle dünya çocuklarına- armağan ettiği söylemi de bir efsaneden ibarettir. Törenlerine katılmadığı bayramı nasıl hediye edecekti ki zaten? 23 Nisan resmen çocuk bayram oluşunu Darbeci Kenan Evren’e borçludur. 1981 yılında kararname ile bayram yapılmıştır.”
Sayfa 95 - Ketebe
Yazık ki ne yazık!
“Nihayet 1 Kasım 1928’de, Cemil Meriç’in deyişiyle, bir gecede kütüphanelerimizi “tuğla yığınına çeviren“ veya Celal Nuri’nin özenle seçtiği kelimelerle söyleyecek olursak, kütüphaneleri birer “müze“ ye döndüren Harf İnkilabının resmi startı verilmiş oldu.”
Sayfa 150 - Ketebe
Reklam
Bu da mı efsane imiş :((
“Ne var ki belgeler bize Atatürk’ün bu bayramın ne kutlanmaya başlanmasında, ne de gelenekselleştirilmesinde ve milli bayram yapılmasında herhangi bir dahlinin bulunmadığını gösteriyor. Hatta onun 1929’dan ölümüne kadar ki süreçte sadece iki defa çocuk balolarına katıldığını öğrenmemize rağmen, ne bayramla ilgili bir demeci, ne de herhangi bir nutkuna rastlanmaktadır. Zira bu bayram doğrudan Cumhurbaşkanın değil, Meclis başkanını ilgilendirmektedir. Tebrikler de o zamanki Meclis başkanı Kazım Özalp Paşa tarafından kabul edilmektedir tabiatıyla...”
Sayfa 95 - Ketebe
"Ben bana okulda öğretilen tarihe inanmıyorum!"
"Biz, bize öğretilen tarihin yalan olduğuna inanan ama gerçek tarihin bir yerlere gizlenmiş olduğu yönünde bir tarih tasavvuru (imajı) sunmuş oluyoruz topluma. Ve dimağı öylesine şaşılaştırılmış bir toplumdan kendine güvenen geleceğe emin adımlarla yürüyen ideal nesillerin çıkmasını umuyoruz. Hem çocukları 80 yıllık bir tarihin içine sıkıştıralım, hem de onlardan bu ülkenin büyük adamları olmalarını bekleyelim. Nerede o bolluk efendi!"
Sayfa 196
“Maalesef güçlü olanın sesi hakim oluyor ortalığa,haklı olanın değil.”
1932'de Suudi Arabistan'ı resmen tanıyan ilk devletin Türkiye Cumhuriyeti, ilk kutlama mesajını çeken kişinin de Gazi Mustafa Kemal olması, bu şaşırtıcı gerçeğin göstergeleridir.
Reklam
"Dostum, geçmiş bizim için yedi mühürlü bir kitaptır." Faust
Bandırma Vapuru'nun Aslı
Rauf Orbay'ın bahsettiği meşhur Cuma selamlıkları, 16 Mayıs 1919 tarihine kadar devam etmiş, 15 Mayıs'ta Vahdettin'le baş başa görüşen Mustafa Kemal, ertesi gün de Cumadan sonra padişah tarafından yeniden kabul edilmiş ve görüşme sonrasında da vedalaşmışlardı. Ertesi sabah bakanlarla da vedalaşan Mustafa Kemal'i İçişleri Bakanı Mehmed Ali Bey uğurlamış ve kendisine örtülü ödenekten 1000 altını, makbuz karşılığında teslim etmişti. Yani Mustafa Kemal Paşa'nın İstanbul'dan kırık dökük ve pusulası bozuk Bandırma vapuruyla kaçarak gittiği kesinlikle doğru değildir. Olamazdı da zaten. Nitekim Boğaz'daki İngiliz gemileri arasından geçmesi, ancak Harbiye Nazırı'nın mührü ve hemen aynı gün Vahdettin'in imzasıyla, dahası 5 Mayıs'ta resmi gazetede yayınlanmasıyla, yani resmî izinler dâhilinde mümkün olabilmiş, İngiliz yetkililerin onayı da dahi alınmıştı. Bu mudur ihanet?
Sayfa 156 - Timaș Yayınları, 7. Baskı (2008)Kitabı okudu
İlk 23 Nisan 'Çocuk Bayramı' 1929'da, bugünkü adıyla Çocuk Esirgeme Kurumu'nun Genel Merkezi'nde başlayan törenlerle kutlanmış, kurumun başkanı Doktor Fuat (Umay)'a tebrikler iletilmiş, devlet erkânı (örneğin Başvekil İsmet İnönü, bir sepet içinde çocuklara şeker dağıtmıştır) Meclis Başkanı törenlere ve ardından "çocuk baloları"na katılmışlardır. Ne var ki belgeler bize Atatürk'ün bu bayramın ne kutlanmaya başlanmasında, ne de gelenekselleştirilmesinde ve millî bayram yapılmasında herhangi bir dahlinin bulunmadığını gösteriyor. Hatta onun 1929'dan ölümüne kadarki süreçte sadece "iki defa" çocuk balolarına katıldığını öğrenmemize rağmen, ne bayramla ilgili bir demecine, ne de herhangi bir nutkuna rastlanmaktadır; zira bu bayram, doğrudan Cumhurbaşkanı'nı değil, Meclis Başkanı'nı ilgilendirmektedir. Tebrikler de o zamanki Meclis Başkanı Kâzım (Özalp) Paşa tarafından kabul edilmektedir tabiatıyla. Velhasıl 23 Nisan'ı Atatürk'ün çocuklara (şimdilerde yaygınlaşan deyişiyle dünya çocukları'na), armağan ettiği söylemi de bir efsaneden ibarettir. Törenlerine katılmadığı bayramı nasıl hediye edecekti ki zaten?
Tarih, ancak onu bir zar gibi kuşatan yüzeysel veya resmi söylemlerin matlığını aştığımızda açar kendisini.
Sayfa 107Kitabı okudu
265 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.