Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Küllerin Şöleni

Giordano Bruno

Küllerin Şöleni Gönderileri

Küllerin Şöleni kitaplarını, Küllerin Şöleni sözleri ve alıntılarını, Küllerin Şöleni yazarlarını, Küllerin Şöleni yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bruno, gözlemleri ve sağduyuyu aşan bir görüş geliştirir. Ona göre evrenin bir sonu, bir sınırı olamaz.
Girişimi güç yapan neden ödlekler için olmaması. Yaygın ve kolay olanlar, bayağılar ve ortak anlayışta olanlar içindir. Eşsiz, kahraman ve tanrısal insanlar, ölümsüzlük nişanını almak için güç yolları zorlarlar. Ayrıca yarışı bitirmek ve ödülü almak olası olmasa bile, bu denli önemli bir girişimde gücünüzü tüketmeyiniz ve son soluğunuza kadar direniniz. Övgü yalnızca yenenleri beklemiyor, ayrıca korkmadan, ödü kopmadan ölenleri de bekliyor - çünkü korkaklar, kendi yenilgilerinin ve ölümlerinin sorumluluğunu kötü yazgılarından bilirler ve kendi yetersizliklerinden ileri gelen şeyleri, başkalarına gösterirler. Onur yalnız ödüle layık olanlara değil, ama ayrıca yenilmiş olmasına karşın, yeterince iyi koşmuş olanlar için de. Ve utanç yarı yolda duran umutsuzlara, öyleyse direnmek üstün gelsin, eğer sınav insan için tüketici ise, ödülü az değerli olmayacaktır. Değerli olan işlerin, girişimi de zordur. Mutluluk yolu dardır ve dikenlerle çevrilidir, ama Gök bizim için iyicil olabilir.
Reklam
Yetkin ve değerli şeyler, her zaman az sayıda olanların arasından çıkmıştır.
Peki sen bunu bilmiyor musun? Çocukluktan beri inanma alışkanlığı getirdikleri, kimi kanışların aşılanması, en açık şeylerin kavranılmasını bize yasaklamak için yeterince güce sahiptir. Benzer şekilde, bir insan zehir yutma alışkanlığına sahip olduğu zaman, artık bedenin yapısı hiçbir zarar görmemekle kalmaz, ayrıca bundan böyle zehiri kendine doğal bir gıda yapar ve tehlike panzehirden gelir.
Smitho - Söyler misin, tüm bu insanları nasıl düzelteceğiz? Frulla - Kafalarını koparıp yerine bir başka kafa dikerek. Teofilo - Başka bir uslamlama seçerek koparmak, yani bildiklerini sandıkları bu inancı sökerek, kavrayışlı ve ikna edici düşüncelerle onların aptalca kanılarını anlayacakları düzeyde elden geldiğince yerinden sökerek.
Demek aklımızda tutmamız gereken ve düşünmeye değer olan şey, acaba bizim gün ışığında olup olmadığımızı, gerçeğin güneşinin ufukta yükselip yükselmediğini ya da bizim hasmımız olan kişilerin ufkunda yükselip yükselmediğini bilmektir. Acaba karanlıklarda olan biz miyiz, yoksa onlar mı? Ve son olarak öğrenilmesi gereken şey, eski filozofları yenileştirirken, geceye son veren bir şafakta mı, yoksa günü bitiren bir akşam karanlığında mı yaşayıp yaşamadığımızda.
Reklam
Çünkü bir takım saf deliler, aydınlığın kendilerini bozacağından korkuyorlar ve daha önce öğrenmiş oldukları yanılgıların karanlığında inatla direniyorlar. Ve sonra, iyi ruhlar var, mutlu yetenekleriyle dünyaya gelmiş ruhlar; bunlar kendileri için gösterilen çabaları her zaman onurlandırıyorlar: Bunların yargıları gözüpek değildir, anlıkları özgürdür, görüşleri açıktır; eğer gök onları buluşçu yapmadıysa, en azından saygın araştırmacı, inceleyici, gerçeğin yargıcı ve tanığı yapmıştır.
Başkalarının gözlerinde küçük ya da büyük bilgin olanlar, kendi gözlerinde iyi değildirler ve kendilerinin yoksun olduğu bir bilgiyi, gözüpek birisi kanıtladığı zaman, bundan acı çekerler. Bunların öfkeden kudurduklarını görürsünüz.
Çünkü bir sürü kör, bir tek görene eşit olamayacağı gibi, bir yığın aptal da, bir tek akıllıya eşit olamaz.
Dindar bir çevrede yetiştiğim için bilirim: Kimi din adamları vardır, çok sade yaşar, alçakgönüllüdür. O kendini Tanrısının hizmetine vermiştir; insanlar üzerine egemenlik kurmak gibi bir eğilimi yoktur. Ama kimi din adamları, dünyanın kendilerinin yüzü hürmetine ayakta kaldığına inanır. Kendileri olmazsa, önce ahlak ve her şey, tüm insanlık çöker diye düşünürler. Bu karakter(sizlik), tutkuları kişisel yeteneklerini ve düşünce yapılarını aşan küçük insanlarda daha çok görülür.
634 öğeden 421 ile 430 arasındakiler gösteriliyor.