“Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşan zavallı insanlarım, karanlığa o kadar alışmışsınız ki, yıldızlar bile rahatsız ediyor sizi. Aydın gölgesinden korkuyor. Kafası ile düşünen adamın tutunabileceği dal yok.”
Şiirde bir Bâkî, bir Fuzulî, bir Nedim, bir Şeyh Galip hâlâ rakipsiz. Hamit veya Fikret, Haşim veya Yahya Kemal, Necip Fazıl veya Nâzım Hikmet. Himalayalar’da birer zirve.
Cemil Meriç'in değişen hayat seromonisine şahitlik ediyorsunuz bu kitapta. Genç yaşta gözlerini kaybetmesi ve açılır ümidiyle hastane hastane dolaştığını üzülerek okuyorsunuz. Yaşadığı onca acıya, yokluğa ve her türlü baskıya rağmen üretmekten ve ülkesine, gelecek nesillere bir miras bırakmaktan biran bile geri durmamış üstad.
"Ölmek unutulmaktır. Hatırlandıkça yaşıyoruz." demişti. İşte o hatırlanıyor...
Rahmetle..