Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.26
Kum
Hugh HoweyKum Reviews
You can find Kum reviews, Kum book reviews, Kum ratings on 1000Kitap.Score
7.2Out of 10
Selam️ Hugh Howey “Kum”. Bilim Kurgu kategorisinden çıkan eser, alt tür olarak post-apokaliptik. Bilim kurgu arketiplerini “gelecek zamanda geçmesi” dışında, bulmak çok zor. Kurgu kısmına değineceğim, lakin bilim paydasının çok düşük olduğunu da söylemeden geçemiyorum. Türünün gereği olarak, modern dünyanın yok edilmiş, hayatta kalanların, ilkel
MUH
TE
ŞEM
:)
AĞIR SPOİLER
Kum 🏜
🏜 Bütün dünyanın kumlar altında kaldığını, suyun çok ama çok değerli olduğunu düşünün. Bu öyle bir dünya ki suyu su kuyularından belirli bir miktarda almak zorundalar. Kum fırtınalarının yüzünden eski dünyaya ait her şey kumların altında kalmıştır. Bu eski dünyaya ait eşyaları çıkartma işi kum dalgıçlarına kalmıştır. Fakat bu çok zorlu bir iştir. Gidenlerin geri gelememe gibi bir durumu söz konusudur.
🏜 Kumlar altında kalan bir dünyada ailenin ne kadar önemli olduğunu anlatan bir kitap. Kitabın başlarında konu çok güzel ilerliyordu. Büyük bir merak ve hız ile okurken kitabın belirli bir yarısından sonra konu çok farklı bir yere gitti.
🏜 Aslında başında o beklenen olaylara doğru gidilseydi efsane bir kitap olacaktı benim için. Fakat olaylar bambaşka bir yere gitti ve beni sıkmaya başladı.
🏜 İlk kez kitabın başını sevip sonunu sevmediğim bir kitap oldu.
🏜 Bir yerden sonra kitap kendini tekrar etmeye başladı ve benim merakımı, tempomu düşürmeye başladı. Aslında en başında kumun altında geçen olaylar etrafında geçmiş olsaydı olay örgüsü gerçekten harika olacaktı. Ben bu beklenti ile okudum. Ama hayal kırıklığına uğradım.
🏜 Genel itibari ile güzel farklı bir konu. Sürükleyiciliği sadece başında. Sonrasında belirli bir tempo ve tekrardan ibaret.
🏜 Tekrar okur muyum işte orada kararsızım.
Günümüz dünya yok olmuş, yeni dünyadaki tüm ülke kumlar altında kalmıştır. Su çok değerlenmiş, kuyular açarak suya ulaşılmış, aynı şekilde kum dalgıçları eski dünyaya ait eşyaları çıkartmak için yerin dört yüz metre derine kadar inip eşyaları yüzeye çıkarmaktadır. Ancak bu çok tehlikeli bir iştir. Su aramaya inip bir daha asla geri gelmeyen birçok dalgıç vardır. Dört yüz metreye kadar çok kişi inememiş, altı yüz metreye inmek neredeyse imkansızdır.
Yazar bize yok olmuş dünyadaki yaşam savaşını anlatırken diğer yandan da aile bağlarının ne denli büyük olduğunu vurgulamış. İlk sayfalar çok iyiydi. Okumadım yaşadım desem abartmamış olurum. Yüzüme kum taneleri çarpıyor, ağzım kumla doluyor, sanki o kumun tadını alıyordum. Sonra tekrarlar başladı, bu da tempoyu düşürdü. Keşke yazar, yerin altında geçen olaylara daha çok yer verseydi. Ben farklı bir kitap hayal etmiştim yani daha heyecanlı, daha hızlı. Konu farklı bir boyuta taşınınca biraz hayal kırıklığına uğradığımı belirtmek isterim.
Yazar Kum serisini 40'ar sayfa olarak ayrı ayrı yayımlamış. İthaki tüm seriyi tek kitapta toplamayı akıl etmiş de, bizler de böylece uğraşmamış olduk. Kitabın devamı varmış gibi duruyor ama kocaman yazılarla sayfanın sonunda SON yazılmış. Yani devamı yok. Maalesef yazar bizleri birçok sorularla başbaşa bıraktı. Genelde bu tarz kitaplar böyle bitiyor. Gerisi bizim hayal gücümüze kalmış. Kitaptaki imla hatalarına hiç değinmeyeyim bile.
Hugh Howey ile "Silo (Wool)" serisini okuyarak tanışmıştım. Bayağı beğendiğim bir seriydi. Ancak bu kitabını diğerleri kadar beğenmedim. Tamam akıcıydı, konu da ilgi çekiciydi. Ama kişiler, olaylar, olayların nasıl bu hâle geldiği daha iyi açıklanabilir ve anlatılabilirdi. Biraz üstünkörü bir anlatım vardı. Birçok yerde de harfler yanlış basılmıştı.
Kimse bizim için gelmeyecek. Kimse bizi kurtarmayacak. Bu, bizim hayatımız.
Ana hikayemiz uzak gelecekte ama belki de yakın gelecekte (dünya yaşamına böyle kötü ve acımasız davranmaya devam edersek) tüm ülkelerin, şehirlerin hiç bitmeyen kum fırtınaları ile kumlar altında kaldığı bir dünyada hayata tutunmaya çalışan yaşamlar.. Çünkü bu kumlar asla uyumuyorlar, devamlı hareket halindeler ve bugün var dediğiniz eviniz yarın kumlar altında kalabiliyor.. Mevcut su kaynaklarınızın bulunduğu kuyular kumlarla kaplanmasın diye neredeyse tüm kasabanın 24 saat vardiya yaptığı bir yaşam düşünün.. işte biz bu dünyayı anne babaları ayrı düşmüş ve neredeyse her biri bir yere savrulmuş olan 4 kardeşin gözüyle deneyimliyoruz.. en küçükleri hariç diğerleri tıpkı babaları gibi kum dalgıçları... onlar derinlere dalıyor ve şimdiklerin deyimiyle eski dünyalara ait hazineleri çıkarıyorlar... hazine dediğime bakmayın günlük kullanım eşyaları.. ve takaslarla ihtiyaçlarını giderip yaşama tutunmaya çalışıyorlar... 344 sayfa boyunca özel tulum, çizme, kafaya takılan ve düşünceyle kumlara akışkanlık veren bir teknoloji ile kumlara dalışlar yaparken, yer yer dozu fazla olsa da bu kardeşlerin geçmişte yaşadığı aile dramlarının yol açtığı travmalarla baş edişlerine her birinin gözünden tanıklık ediyoruz... Ve olmazsa olmaz kötüler ve sadece kendileri var olsun diye gözlerini kırpmadan diğer insanları kumlar altında bırakmaya kadar götürecek kötü emelleri....
Sonuç olarak... Yazarımız kumlar öncesi süreci bizim hayal dünyamıza bırakmış.. Teknik terimler özellikle kuma dalış terimleri biraz zorlasa da bana o dünyayı yaşattı diyebilirim... okuyacaklara şimdiden iyi keyifler...
Dünya kumlar altında kalınca Palmer ve onun gibi bazı kişiler kum dalgıçlığını meslek edinmiş ve daha da derinlere dalarak eski dünyadan ganimet toplama çabasına girmişlerdir.
Palmer 4 kardeşi ile yaşayan bir gençtir. Babasının onları terk etmesinin sebebini bir türlü bulamamışlar ve yılın belli dönemlerini kamp yaparak geçiriyorlardır.
Anneleri ise genel ev sahibi ve hem de orada çalışandır.
Bu çarpık hayattan kesitler okuyup sona geldiğinizde hayata dair düşünceleriniz eskisi gibi olmayacaktır.
Kitapta Palmer ile ilgili kısımları çok keyifle okusam da diğerlerinin yaşadıkları pek ilgimi çekmedi. Ana bunlar bir aile ve birbirleriyle bağlantılılar.
Argo dilin rahatça kullanıldığı kitap genel olarak beğenimi kazandı.
Sedece konusu ilgi çekici!
Kitabın konusu çok ilgimi çekmişti, aldım. Fakat okudukça bilim kurgu kitaplarında olması gereken heyecan ve merak unsurlarının yetersiz olduğunu gördüm. Sürükleyiciği vasat bir kitap. Tavsiye eder misiniz diye sorarsanız? Okuyor olduğunuz bir kitapla birlikte ikinci bir kitap olarak kafa dağıtmak için okunabilir.
Distopyalar benlik değil herhalde. Normalde dalgıçlar suyun altındaki gizemleri çözer hazineleri bulur belki de Atlantis'i keşfeder. Bu kitapta ise kumla kaplı bir dünyada kum dalgıçları iniyor derinliğe. Yenilik midir? Bence değil.
Engin denizlerde ve okyanuslarda korsanlar vardır. (One Piece'dekileri söylemiyorum) Burada kum haydutları var. Yenilik midir? Bence değil.
Distopya olunca illa da argo bir dil mi kullanılmalı? Karakterlerin derinliği var mı? Yazar beni duygudan duyguya sürükledi mi? Cevaplar hep askıda.
Uzun zaman sonra bir kitabı bitireyim diye inat ettim belki sonunu güzel bağlar diye. Oradan da güldürmedi.
Emek verilmiş bir esere kötü demek her ne kadar içime sinmiyorsa da Kum ilk satırından son cümlesine kadar tatminden uzak bir karalama olmanın ötesine geçememiş.