Ramiz Dayı'nın Ömer'e şiddetle tavsiye ettiği kitaptır. Şimdi okuyunca anlıyorum ki Ömer'in Ezel'e dönüşümünde bu kitaptan aldığı dersler önemli yol gösterici oldu. Ezel; ne zaman oyundan kalkacağını, ne kadar daha oyuna devam edeceğini hep doğru hesapladı. Ezel, istediği oyunu istediği şekilde oynadı dizi boyunca... Kitaba gelecek olursam, paranın ne kadar değerli bir şey olduğunu çok güzel şekilde anlatmış Sevgili Dosti. Kırmızı gelirse Paris'te kızlarla takılan bir Kontsun, siyah gelirse kumar borcundan hapse düşmüş bir mahkum. Tabi her şey para da değil, kazanmanın verdiği o tatlı sarhoşluk. Kazandığın anda herkesin dilindesin, tüm insanlar sana tapıyor ve etrafında fır dönüyor. Baksanıza gözü sevdiği kadından başka bir şey görmeyen, gururlu, saygılı Aleksey İvanoviç'imiz bile kazanmanın verdiği o tatlı sarhoşluk uğruna eriyip gitti. Mesele, sadece para değildi. Aleksey, gözünü kırpmadan tüm parasını Matmazel Blanche'a yedirebilirdi; hatta zevk olsun diye tüm paralarını(rulet için sermaye ayırdıktan sonra) yakabilirdi. Mesele, kazanmanın getirdiği o haz ve geçici şöhretti. Sonuç olarak; uşak olduğu anlarda bile çok saygıdeğer bir kişi olduğunu düşündüğüm Aleksey, kitabın son bölümünde "Sana hayatta kalman için bu kadar veriyorum, daha fazlasını da verirdim ama nasılsa kumarda kaybedersin" gibi aşağılayıcı cümleleri iki farklı kişiden duyuyor, bu cümlelere rağmen iki seferde de bu bağışları tereddütsüz kabul ediyor. Aleksey'in iyiden kötüye giden bu muazzam karakter gelişimi, beni derinden etkiledi... Neyse gideyim de güzel bir iddaa kuponu hazırlayayım, bu hafta kendimi şanslı hissediyorum :)