Hayata gelmiş olmak bile tek başına çok kıymetlidir. Bir erkek bu kıymetten sıkılmışsa iki şeye karşı dikkatsizce kapı aralar: kumar ve kadın (kadınlar değil kadın. The kadın!) O andan itibaren hayata gelmiş olmak tek başına bir azap halini alır. Frank "Lefty" Rosenthal her iki cepheye de balıklama atlayan bir herifti. Hem de İtalyan mafyasının kontrolü ve koruması altında bir Yahudi olarak. Üstelik Las Vegas'ta. Rosenthal iki cephede de savaşıp önce kıymeti azaba sonra azabı yeniden kıymete çevirmeyi başarabilen birkaç erkekten biri oldu.
Nicholas Pileggi'nin 30 yıldır Türkçeye çevrilmeyi bekleyen iki kitabından biriydi Casino. Wiseguy'la (Goodfellas/Sıkı Dostlar) eş zamanlı çıktı ve ben de eş zamanlı okudum. Kumarhane'den film versiyonu kadar keyif alamadım. Bir yerden sonra isimler ve bağlantılar yumağa dönüşüp gitti. Martin Scorsese, o büyük sinema görüşü sayesinde kitabın sadece gerekli bölümlerini senaryolaştırıp bundan harika bir film çıkarmış. Pileggi ise bu kez Sıkı Dostlar'ın aksine iyi kurgulanmamış bir monografi sunmuş okurlarına. Yine de bir büyük filme kaynaklık eden kitabı kendi dilimizde okumanın keyfi başka oldu.