Yahudiler tarih boyunca altının peşinde koşmaları nedeniyle topyekün katliamlara uğramışlar. Para için yapmadıkları aşağılık iş kalmamış sonunda ırklarının bir avuç kalmasına sebeb olmuştur.
Araf suresinin 163'ncü ayetinin açıklamasına göre Yahudiler deniz kenarında yaşıyorlar. Cumartesi günleri balıklar daha çok geliyor. Cumartesi günü de avlanmak yasak. Balıkları cumartesi günü denizden özel havuzlara alıyorlar pazar günü de o havuzdan yakalıyorlar. Böylece insanlara yaptıkları hileyi Allah'a da yapmaya kalkıyorlar ama o cumartesi gününün önemini kavrayamamanın cezasını, çekiyorlar. Tarihin en eski milleti olmalarına rağmen nüfuslanı çoğalmıyor.
Günümüzde "Ben Allah'tan korkmam, Allah varsa beni çarpsın" diyen kafirler, ormanlar kralı aslanın yelesine konup sonra da "Hani aslan neredeyse karşıma çıksın, ben aslandan korkmam" diyen, sinek gibidirler. Aslandan korkmak için ceylan olmak lazım Aslan hakkında bilgisi olmayan ondan korkmaz. İki yaşındaki çocuk korkmadan elektrik prizlerine elini uzatırsa bu onun cesaretine işaret etmez, cehaletine işaret eder Çünkü "Allah'tan ancak alim kulları korkar "
İnsanın yazdığı en güzel eser, bir, iki, üç defa okunabilir, ondan sonrası tatsız olur. En sevdiğiniz bir şiiri bir kaç defa tekrarlayabilirsiniz, sonra bırakırsınız.
Ama günde beş vakit namazında kırk defa "Fatiha" suresi okuyan bir insan
yetmiş senelik ömründe bir milyon defa "Fatiha" suresi okur da bıkmaz. Ölürken çocuklarına vasiyet eder. "Beni Fatihasız bırakmayın." der. Üstüne üstlük
bir de çocukları kabir taşına "Ruhuna Fatiha" diye yazdırır ve Fatiha ister.
Kur'an her asrın yegâne kitabı, tükenmez hazinesi, vazgeçilmez şifasıdır. Gerçek âlim, onunla asrın meseleleri arasında canlı bir irtibat kurarak, kendi çağının meselelerine çare ve çıkışı Kur'an'dan sunabilen insandır.
Mesela bir adam size diyor ki; senin bu vücudunun her tarafi sana fazla geliyor. Şöyle parmağının ucundan birini alayım ben, aslında adamın hiçbir ihtiyacı yok, sizde de bir hastalık yok, ama kesmek istiyor. Bu adam sizin kanınıza kastediyor aslında. Yani ha vücudunuzun tamamını kesmeğe kastetmiş, ha parmağınızı kesmege kastetmiştir. Yani siz bu işten acı duyacaksınız. Onun için. Vücudumuzun herhangi bir parçası, vücudumuzun tamamını temsil ettiği gibi. Allah'ın (c.c.) bir ayeti de Kur'an'ın tamamını temsil ettiğinden birini inkar tamamını inkâr gibidir.