Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çanta Boy

Kur'an-ı Mecid ve Tefsirli Meal-i Alisi Metinsiz Meal

Mahmud Ustaosmanoğlu

En Eski Kur'an-ı Mecid ve Tefsirli Meal-i Alisi Metinsiz Meal Gönderileri

En Eski Kur'an-ı Mecid ve Tefsirli Meal-i Alisi Metinsiz Meal kitaplarını, en eski Kur'an-ı Mecid ve Tefsirli Meal-i Alisi Metinsiz Meal sözleri ve alıntılarını, en eski Kur'an-ı Mecid ve Tefsirli Meal-i Alisi Metinsiz Meal yazarlarını, en eski Kur'an-ı Mecid ve Tefsirli Meal-i Alisi Metinsiz Meal yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kaf Sûresi - 16
Andolsun ki; elbette insanı gerçekten Biz yarattık ve nefsinin ona gizlice neler fısıldadığını (ve ne tür vesveseler verdiğini) bilmekteyiz! (Çünkü) Biz (ilmimizle) ona şahdamarından daha yakınız.
Sayfa 518
Mümtehine/1
Ey iman etmiş olan kimseler! Hem Benim düşmanım hem de sizin düşmanınız olanları birtakım dostlar edinmeyin! Rabbiniz olan Allâh’a inandınız diye onlar o Rasûlü ve sizi (yurdunuz olan Mekke’den) çıkartmaktayken ve size gelmiş olan hakkı (ve hakikati) gerçekten inkâr etmişlerken siz onlara dostluk açıklıyorsunuz/ dostluk ulaştırıyorsunuz/ dostluk
Reklam
¶¶ Andolsun ki elbette sizi (koruduğumuz bunca belâya nazaran) çok az bir şeyle; korkuyla ve açılıkla, Bir de mallardan, canlardan ve mahsullerden biraz eksiltmeyle mutlaka imtihan edeceğiz... ( Habîbim) O ( belâlara) sabreden kişileri (Cennetle) müjdele.... ¶¶ { صدق الله العلي العظيم }
Sayfa 23 - Bakara suresi /155
(129) Ey Rabbimiz! O (zürriyetimizden Mekke'de kala)nlar içerisinde; Senin âyetlerini üzerlerine sürekli okuyacak, onlara o Kitab'ı ve hikmeti ( Kur'ân-ı Kerim'i ve Sünnet'i, ruhlarını kemâle erdirecek ince ilimlerle isabetli hükümleri) öğretecek ve (böylece) kendilerini (şirk, isyan vesair maddi-manevi pisliklerden) tertemiz edecek bir Rasûlü kendi aralarından gönder! Şüphesiz (mağlup edilemeyecek bir güce sahip olan) Aziz de, (yaptığı işi son derece yerinde ve sağlam yapan) Hakim de Sensin ancak Sen!" 《İbrahim (Aleyhisselam) bu duasında, Mekke'de yerleştirdiği oğlu İsmail (Aleyhisselâm) in zürriyeti içerisinde Muhammed (Sallallahu Aleyhi Sellem) peygamber olarak göndermesini Allah-u Teâlâ'dan niyaz etmiştir. Zira İbrahim (Aleyhisselâm)dan sonra gelen bütün peygamberler, oğlu İshak (Aleyhisselam) yoluyla Ibrahim (Aleyhisselam)'in zürriyetinden gönderilmiş, ancak Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) diğer oğlu Ismail (Aleyhisselâm) in soyundan gelmiştir. Bu duanın İsmail (Aleyhisselam)la birlikte yapılması ve Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve sellem) in Mekke'de gönderilişi, bu duanın kabulünün bir eseridir. Nitekim bu duasının akabinde kendisine: "Kesinlikle sana icabet olunmuştur, fakat bu, ahir zamanda olacaktır!" buyrulduğu rivayet edilmiştir. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve sellem) de "Ben babam İbrahim'in duasıyım!" buyururken bu duaya işaret etmiştir. (Beyzavi, Nesef i, Âlüsi)》
Bakara/129
(150.) (Ey Nebiyy-i zişanım!) Her nereden (yolculuğa) çıksan da, (namaz kılacağın vakit) hemen yüzünü Mescid-i Haram tarafına döndür. (Ey Ümmet-i Muhammed!) Siz de her nerede bulunursanız, (namaz kılarken) hemen yüzlerinizi onun tarafına çevirin ki, içlerinden o (inat etmiş ve) zulüm işlemiş olanlar dışındaki insanlar (özellikle de Yahudiler ve müşrikler) için size karşı (kullanacakları) bir delil (ve "Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve sellem) dinimize inanmıyor ama kıblemize uyuyor", hem "İbrahim (Aleyhisselâm)ın dininde olduğunu söylüyor, hem de onun kıblesine dönmüyor" gibi sözler sarf etme imkânı) bulunmasın! (Zâlimler içinse zaten bir delile ihtiyaç yoktur. Çünkü onlar insafı elden bıraktıkları için, her halükarda sizin aleyhinize konuşacak bir laf bulurlar.) Artık onlar(ın kıble konusundaki kınamaların) dan korkmayın, Ben(im emrime muhalefet) den korkun! Ta ki, böylece üzerinize nimetimi tamamlayayım ve ola ki siz (İbrâhîm (Aleyhisselam) ın kıblesine yönelmekle) hidayet bulasınız (diye Kâ'be'ye yönelmenizi size emrettim)!
Bakara/150
(152) Öyleyse siz(, taatlar, zikirler ve dualarla) Beni anın ki, Ben de (, sevaplar, övgüler ve kabullerle) sizi anayım! Bir de (bunca nimetlerime karşı) Bana şükredin, (emrime isyan edip, nimetlerimi görmezden gelerek) Beni inkâr etmeyin! (153) Ey iman etmiş olan kimseler! (Zikir, şükür, oruç ve cihada devam edebilmek ve tenkitlere aldırmaksızın kıble konusunda sabit kalabilmek gibi ibadetlere muvaffak kılınmak için) sabırla (; günahlara ve nefsani hazlara kapılmaya karşı direnişle) bir de (ibadetlerin aslı ve müminlerin miracı olan) o (farz) namaz (lar aracılığıy)la yardım arayın! Şüphesiz Allah(ın yardımı daima) sabredenlerle beraberdir.
Bakara/152-153
Reklam
(154). Allah(ın dinini yüceltme) yolunda öldürülen (şehit) kimseler için: "Ölüler" demeyin! Doğrusu (onlar), dirilerdir velâkin (yaşantıları cismâni olmadığından) siz (onların hayatlarını sezinlemek bir yana, vahye dayanmayan şu yetersiz akıllarınızla, onların ne manada diri olduklarını bile) anlayamazsınız.
Bakara/154
(155). Andolsun ki elbette sizi (koruduğumuz bunca belâya nazaran) çok az bir şeyle; korkuyla ve açlıkla, bir de mallardan, canlardan ve mahsullerden biraz eksiltmeyle mutlaka imtihan (edenin muamelesine tâbi) edeceğiz. (Habibim!) O (belâlara) sabreden kişileri (cennetle) müjdele! (156). O (sabırlı) kimseler ki; kendilerine bir musibet ulaştığında: "Şüphesiz biz Allah'a ait (kul ve köleler)iz ve kesinlikle biz ancak O'na dönücü kimseleriz!" derler. (157). İşte onlar (var ya); Rablerinden (art arda gelen) mağfiretler ve büyük bir rahmet sadece onlar üzerine (inmekte)dir. Yine işte ancak onlar (başlarına gelen belalara karşı teslimiyet ve rıza gösterdiklerinden dolayı, doğru yola) hidayet bulanların ta kendileridir.
Bakara/155-156-157
(163). (Ey Habibime gelip: "Bize Rabbini târif et!" diyen insanlar!) Sizin İlâhınız, bir tek İlâhtır. O'ndan başka hiçbir İlâh yoktur, (çünkü O, esaslarıyla ve ayrıntılarıyla tüm nimetlerin sahibi olan bir) Rahmandır, (yaratıklarına çok acıyan bir) Rahim'dir. (O'nun dışındaki her şey ise, ya nimetin kendisidir veya nimete mazhar durumdadır. Artık nimetleri yaratandan başka hiçbir şeyin ibadet olunmayı hak etmediği aşikardır.)
Bakara/163
(168).  Ey insanlar! Yer(yüzün)de bulunan (rızık)lardan helâl, (bütün şüphelerden) tertemiz ve lezzetli olan(lar)ı yiyin. Şeytanın izlerine uy(up da boşamaya dâir şart ve yemin etmeyin, günahlara adak yapmayın, Allâh’tan başkasının adına ant içmeyin ve helâlleri haram, haramları helâl say)mayın. Çünkü gerçekten o (şeytan) sizin için (zâhiren dost görünen) apaçık bir düşmandır. (169). O size ancak (yalan ve kumar gibi) kötü şeyleri, (içki, iftira ve zina gibi) haddi aşan çirkin işleri (yapmanızı) ve Allâh’a karşı (iftirada bulunmak üzere kendi kafanızdan: “Şu helâldir, bu haramdır!” gibi laflar etmenizi, böylece doğruluğunu) bilmediğiniz şeyleri (Allâh adına) söylemenizi emretmektedir.
Bakara/168-169
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.