Quotes

See All
Şimdi müsteşriklerin dediklerine dönelim: Diyorlar ki: Kainattaki kanunlar, Kur'an-ı Kerim'le çelişmektedir. Bunlara kesin olarak diyoruz ki; Müsbet ilimler, Kur'anla çelişen tek bir kevnî hakikatin mevcut olmadığını isbatlamaktadır. Kur'an-ı Kerim, kainattaki kanunlarla yahut kainatın yaratılışıyla asla çelişmemektedir. Çelişme bulunduğu ileri sürülen hususlar bazen Kur'an âyetinin yanlış tefsir edilmesinden bazen de ilmî hakikat diye ileri sürülen ve Kur'an'a karşı kullanılan şeylerin, aslında gerçek hakikatler olmama- larından kaynaklanmaktadır. Daha önce belirttiğim gibi yine tekrar ediyorum ki: Kur'an'ı müsbet ilimle isbat peşinde değiliz. Bilakis müsbet ilimin vardığı sonuçlarin isbata ihtiyacı vardır. Kur'an'ın gerçekliğine müsbet ilimden delil istenmez ama müsbet ilmin kimi sonuçlarının isbatı için Kur'an-ı Kerim'den bir delile ihtiyaç vardır. Çünkü Kur'an, dünyadaki her ilimden daha gerçektir. Bu ilimleri keşfeden ve onları ortaya çıkaran, insandır. Kur an ise, her türlü eksiklikten münezzeh yüce Allah'ın sözüdür. Tekrar ediyorum: Kur'anın isbatı için yeryüzündeki ilimler peşinde değilim ve Kur'an'ın böyle bir şeye ihtiyacı yoktur. Ancak, Kur'an ile temel kevni gerçekler arasında çelişki bulunduğunu ileri sürenlere cevap ver- mek istiyorum.
İnsanlar tek bir kötü davranışınızla tüm güzel geçmişi siler, Allah ise bir tevbenizle tüm kötü geçmişinizi siler. Öyleyse hangisinin rızasını gözetmek daha mantıklı?
Sayfa 6
Reklam
Bize kötülük gibi görünen bir şey hakikatte iyilik olabilir veya iyilik gibi görünen bir şey kötülük olabilir.
Sayfa 197Kitabı okudu
Allah'a kulluk etmemiz, O'nun her işimizde bize yardımcı olmasını sağlar. Hangimiz, göklerin ve yerin yaratıcısının yardımcısı olmasını istemez ki. O halde kulluğu biz istiyoruz. Böylece Allah bize yardımcı olsun, bizimle beraber olsun. Oysa insana kulluk, daima bizden birşeyler alıp götürür; emeğimizi götürür, malımızı götürür , onurumuzu götürür. Yüce Allah mü'min kullarına mutlu bir hayat vadetmiştir. Bana: "Şunu yap" diye emrettiğinde benim dünya ve ahiret mutluluğumu istediği için o fiili yapmamı istemektedir.
Sayfa 161Kitabı okudu
Muhammed (s.a.v.) davetinde sebeplere sarıldı. Ama Mekke'den Taif e, gitti orada çocuklarla beyinsizlerin ona yaptıklarından sonra, yüce Allah, iradesini yeniden güçlendirmek için onu Mescid-i Haram'dan Mescid-i Akså'ya gece yürüyüşüne çıkardı ve oradan göğe yükseltti. Resûlullah (s.a.v.) bundan sonra da Mekke halkını ve Mekke'ye gelenleri davet etmeye devam etti. Ama davetten yüz çeviriyorlardı. Nihayet Medine'den bir gurup geldi. Bunlar Resûlullah (s.a.v.)e biat ettiler. İşte bu olay hicretin ve İslamın zaferinin başlangıcı oldu. Resûlullah (s.a.v.)in, hayatını incelediğimiz takdirde bütün sebeplerin durduğu dönemlerle karşılaştığını bu sıralarda öldürücü bir ümitsizlik hissettiğini görürüz. Problemi çözmek için çeşitli yollara başvuruyor ama bir çıkar yol bulamıyor. İşte tam bu sırada bilmediği ve ummadığı bir yerden çözüm geliyor. O halde yüce Allah, mülkünü yonetmeye devam ediyor. Mü'min kişi tam ümitsizliğe kapılmışken O na siğınıyor ve huzur buluyor. Çünkü yüce Allah görüyor, duyuyor ve mülkünü her an için yönetmeye devam ediyor.
Sayfa 153Kitabı okudu
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.