... konuya girmeden önce "ilim'' kavramını bugün bilinen teknik anlamıyla kullandığımızı belirtmek isteriz. Bu günkü "ilim"; araştırma ve inceleme yollarını tetkik, karşılaştırma vasıtalarını, ilkelerini, yöntemlerini, bilimsel ve teknik kuralları, kaideleri tespit etmeyi kapsamaktadır. Araplarda ilmin bu asır ve toplumda bu dereceye ya da bu teknik anlama kavuşmadığını kesin biliyoruz. Yalnız bu kavramı kullanırken şunu kastediyoruz. Araplardan da değişik kitaplara yönelen, onları tetkik eden, bazı ilimleri okuyan, inceleyen, bazı kurallarını kavrayan, sadece bedevi tabiatı ve basiretiyle sınırlı kalmayan kimseler vardı.
... klasik kitaplarda kaydedilen, nakledilen pek çok rivayetlere ve haberlere karşı, düşünen bir insanın onları inkar etmese bile, sürekli olarak dikkatli ve uyanık olması lazımdır. Çünkü bu haberler ve rivayetlerle Peygamber'in, risalet öncesi dönem ve ortamın maddi gelişme, edebiyat ve düşünce hayatı açısın dan küçümsenmesi amaçlanmaktadır. O dönem ve ortam; cehalet, geri kalmışlık, sefalet, itilmişlik, perişanlık, barbarlık, kültürel araç ve vasıtalardan mahrumiyet, düşünce, inanç, ahlak ve edebi yatta katı bir maddecilik gibi sıfatlarla tanıtılmaktadır. Halbuki bu iddialar işlerin tabiatına ve apaçık mantıksal kurallara aykırı düştüğü gibi Kur'an-ı Kerim'in bildirdiklerine ve nasslarına da ters düşmektedir.
4) Şura Suresi'nde de bazı ayetler vardır ki, bunlardan o zamanki asabiyetin tasvirini ve görme gücünü anlama olanağı buluyoruz: " (Öncelikle) en yakın hısımlarını uyarıp-korkut. Ve mü'minlerden sana tabi olanlara (koruyucu) kanatlarını ger. Eğer sana isyan edecek olurlarsa, artık de ki: "Gerçekten ben, sizin yapmakta olduklarınızdan uzağım." (214-216. ayetler).
Peygamberin mesajı genel olmakla beraber, bu Özelleştirmenin kendisine has bir önemi vardır. Ve bu, o sıradaki soy bağı yakınlığının ve ona bağlılık asabiyetinin etkisini göstermektedir. Yine onun muhtevasından anlaşıldığına göre, Peygamberin yakın akrabalarının inkarcı bir tutum takınmalarının, çağrısının Mekkeliler tarafından hafife alınmasında ve reddedilmesinde büyük etkisi olmuştur. Zira onlar her şeyde yakın akrabasını desteklemeyi alışkanlık haline getirmişlerdir. Onlara göre, Peygamber'e uyması gereken insanların başında yakın akrabaları olmalıdır. Çünkü zihinlerine egemen olan ölçüler; soy bağı asabiyeti ve gereklerinin sağlamlaştırılarak ona uyulması gibi kriterlerdi. Bunun da işlediğimiz tezi desteklediği kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
“Allah’tan bana kötülük yolunu kapatıp iyilik yolunu açmasını,
doğru iş ve sözü bahşetmesini,
beni mağfiret ve hoşnutluğuna erdirmesini temenni ediyorum.”