En büyük gayretle elde ettiğimiz başarı dahi Levhi Mahfuz'da önceden yazılıdır. Ve kendimize gurur payı çıkarmamızı Allah hoş görmez.
Allah övünenleri sevmez, çünkü o bir kibirdir.
Biz Fahri Kainatın ışığını fark etmedikçe zulmetteyiz.
"Allah" dedikçe gözleri yaşartan, Efendimiz ve hayat hikayesini duydukça ağlayan gönülleri temsil eder huşu. Bu duygu olmadıkça kalb ilahi tecellilere kapalıdır.
Gönül, İlahi esmalar karşısında ayna gibidir. Eğer arınmışsa ilahi esmaları olduğu gibi yansıtır ve Allah kendi güzelliğini seyreder. Eğer gönül nefsin çirkinliklerini taşıyorsa, tıpkı panayırlarda güldürü için yapılan arızalı aynalar gibi, İlahi esmaları bize ters görüntüler halinde yansıtır. O zaman biz hadiseleri ve çevremizi abes görmeye başlarız. Bu kez vesveseler, bitmez sıkıntılar, evhamlar getiririz.
Gönlümüzde doğan her duygu, hangi gaflet ve benliğin odağından doğmuşsa, İlahi ekranda tüm ayrıntıları ile analiz edilmiş şekilde görülür.