Bütün Eserleri: 54

Kur’an’ın Yarattığı Devrimler

Yaşar Nuri Öztürk

Kur’an’ın Yarattığı Devrimler Posts

You can find Kur’an’ın Yarattığı Devrimler books, Kur’an’ın Yarattığı Devrimler quotes and quotes, Kur’an’ın Yarattığı Devrimler authors, Kur’an’ın Yarattığı Devrimler reviews and reviews on 1000Kitap.
437 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 29 days
Ön Yargından Kurtul ve Oku!
Bu kitap hakkında çok derin bir inceleme yapmak üzere işe koyuldum ama kitabın kendisi de derin bir inceleme olunca işim çok zor oldu. Genel olarak bildiğim, okuduğum ayetlerle karşılaştım ama kitabın bu kadar cesurca kaleme alınmasından çok etkilendim. Ön yargısız, sakin sakin oturup okursanız çok faydalı bulacağınıza eminim ama hemen daha ilk sayfadan kestirip atanlar için soruyorum; ‘yoksa siz atalarınızın peşinden karanlığa mı gidiyorsunuz?’ Kitapta her fikir ayetlerle sunuluyor. Birinin nefsi konuşması olmadığını her kelimesinde ilim ve düşünce barındırdığını hissediyorsunuz. Yaşar Nuri Öztürk, -her zamanki gibi- koyun gibi güdülme ihtiyacı duymayan, aklıyla hareket edecek bir nesle hitap ediyor… Okunmalı!
Kur’an’ın Yarattığı Devrimler
Kur’an’ın Yarattığı DevrimlerYaşar Nuri Öztürk · Yeni Boyut · 201441 okunma
YARADILIŞLA İLGİLİ SORULAR
Bir din metninde soru sormak başlı başına bir devrimdir. Bu devrimin nasıl bir devrim olduğunu anlamak ise soruların mahiyetini tanıdıktan sonra daha kolay olur. Adı bile teslimiyet olan bir dinin kitabı, böylesine yoğun ve sarsıcı soruları sormuşsa bu gerçekten bir devrimdir. Kur'an, böylece, kendi bünyesi içinde devrim yapan bir kitap olduğunu göstermiştir ki bu da ayrı bir devrimdir. Allah'tan Başka Yaratıcı mı Var? "Ey insanlar! Allah'ın, üzerinizdeki nimetini anın! Allah'tan başka yaratıcı mı var? Sizi yerden ve gökten rızıklandırır. O'ndan başka ilah yoktur. Hal böyle iken nasıl oluyor da yüz geri çevriliyorsunuz?" (Fâtır, 3)
Sayfa 379Kitabı okudu
Reklam
Kur'an, doğum kontrolünü dolaylı bir biçimde istemekte ve özendirmektedir. "Rızık endişesi ile çocuklarınızı öldürmeyin. Biz, sizi de onları da rızıklandırırız. Onları öldürmeniz büyük bir günahtır." (İsra, 31) ayetinin doğum kontrolünü yasaklayıcı bir beyan olarak öne sürülmesi katı bir cehalet ve açık bir saptırmadır. Bu ve benzeri ayetlerin konumuzla hiçbir ilgisi yoktur. Bu ayet, Arapların çocuklarını öldürme, diri diri gömme vahşet ve zulümlerini dile getirmektedir. Yani burada doğmuş bir varlık söz konusudur. Dolayısıyla, bu ayeti doğum kontrolü ile irtibatlandırmak dine yalan söyletmek ve halkı Allah ile aldatmaktır.
Sayfa 354Kitabı okudu
Düzensiz Nüfus Artışı ve Türkiye
Nüfus meselesinde Türkiye'nin üç yanlışına dikkat çekmek yerinde olur: 1. Doğum kontrolü konusunun, Allah ile aldatanların güdümüne terk edilmesi, başka bir deyişle, doğum kontrolünün akılcı gerekçelere değil, din üzerinden söylenen yalanlara teslim edilmesi, 2. Köyden kente göçün durdurulmaması, 3. Dışarıdan Türkiye'ye göçün durdurulmaması. Türkiye'yi yönetenler, köyden kente göçü özendirerek çağ dışı yerleşim ve yapılanmalara yol açıp yeşili tahrip ettiler. Oy sandığına uyarlanmış şehirleşme planlarıyla kentleri çirkinleştirdiler, harabeye döndürdüler. Öte yandan, dış ülkelerdeki azınlık statüsünde dindaş veya ırkdaşlarımızın Türkiye'ye akmasını kolaylaştırarak ileride Türkiye'nin dış lobilerini, sadık dış temsilcilerini oluşturabilecek unsurları kendi elleriyle âdeta yok ettiler. Bu göçlere izin vermek, çok zorunlu koşullar altında olmalıydı. Oysaki bu izin, her istendiğinde verilmiş, Türkiye'nin en büyük dış desteklerinden biri olacak çok önemli bir kuvvet yok edilirken içeride Türkiye'nin sırtına kambur üstüne kambur bindirilmiştir. Ve bütün bunlar, bir idealin sonucu olarak değil, oy uğruna yapılmıştır.
Sayfa 353Kitabı okudu
İsrafın yarattığı tahribat terefle büyüyüp terörle kan ve dehşete dönüşmektedir. Terör yeni terörler yaratmaktadır. Çünkü silah yapım ve dağıtımını tetiklemektedir. Bütün bunlar, özellikle silah sanayii, bir yandan imalat aşamasında, öte yandan kullanıldıklarında yerkürenin eko sistemini bozmakta, atmosferi zehirlemekte yani yeni doğal âfetlere zemin hazırlamaktadır. Kısacası, israf durdurulmadan ne zulmü durdurmak mümkün olacaktır ne de barış, huzur ve ahengi yani mutluluğu yakalamak.
Sayfa 343Kitabı okudu
İsraf, mukul sınırı aşmanın zulüm noktasına ulaşmasıdır.
Sayfa 333Kitabı okudu
Reklam
Tümü istikbar kodamanlarının korkulu rüyaları iki tanedir: 1. Sosyal demokrasi ve bunun iktidarını vaat eden siyasetler, 2. Hurafe ve yalandan arındırılmış gerçek din. Saltanat dinciliği ile sahte dini 'kese şişirme aracı' olarak okşayıp besleyen haram servet babası mütrefler Allah ile aldatma zulmünün de baş destekçileridir. Bugünkü dünyanın maruz kaldığı dengesizliklerin, açlıkların, yoksullukların ve nihayet bunların beslediği terörün yaratıcıları da bu istikbar baronlarıdır. Dünyada gelir dağılımı tam bir zulüm manzarası arz ediyor. Türkiye'de bu zulüm iyice katmerleşmiştir. Türkiye'de toplam ulusal gelirin yüzde doksanı, nüfusun yüzde onluk dinci ve dinsiz mütref kesimi tarafından paylaşılıyor. Bu çarpıklık, ülkeyi ekonomik açıdan dışa bağımlı hale getirmiş ve bu bağımlılık Türkiye'yi mandacı dış politikaların itaatkâr piyonuna döndürmüştür. Bunun varlık kanunlarında da ekonomi kanunlarında anlamı şudur: Türkiye'deki servetlerin büyük bir kısmı, kamu kaynaklarının dinci ve inkârcı vurguncuların talanına dayanan haram ve zulüm servettir. Çünkü ekonomik ve siyasal sistem büyük ölçüde zulüm üzerine kuruludur. Yozlaştırılmış 'sözde İslam'ı da yanına almayı başaran bir zulümdür bu.
Sayfa 332Kitabı okudu
İSTİKBAR (KİBİRLE AZMA) KODAMANLARI
Kendini büyük görmeye Kur'an dilinde istikbar denmektedir. İsim ve fiil halinde 30 küsur yerde geçen istikbâr, kibir kökünden türemiş bir sözcüktür. İstikbâr, istiz'afın karşıtı olarak kullanılır. İstiz'afa uğratılanlar, istikbâr sergileyenlerin tasallut ve zulmüne maruz kalırlar. Kendini büyük görmek ve bu görüşü azgınlık noktasına taşımak, Kur'an'ın nefret ettiği sapmalardan biridir. Bireysel olanı vardır, toplumsal olanı vardır. İstikbâr, teref yani servetle şımarma illetine tutulan kodamanlar zümresinin hastalıklarının en önde gelenidir. İstikbârın ilk mümessili olarak İblis gösterilmektedir. İblis "Âdem'e secde et!" emri karşısında isyan etmiş, "Ben Âdem'den üstünüm, ona secde etmem!" demişti. (Bakara, 34; Zümer, 59) İstikbâr, büyüklük kuruntusudur, bir hastalıktır. Kur'an, kendine özgü üslubu içinde büyüklük kuruntusuyla gerçek büyüklüğü birbirinden ayırır. Sâd suresi 75. ayet İblis'e şu sorunun sorulduğunu bildiriyor: "İstikbâr mı gösteriyorsun, yoksa gerçekten yücelmiş olanlardan mısın?" Böylece İblis'in secde etmeyişinin bir büyüklük kuruntusu olduğu, gerçek bir büyüklükle ilgisi bulunmadığı anlatılmış oluyor.
Sayfa 331Kitabı okudu
Devrim Sözcük: AFV
"Bu görüşlerin doğruya en yakını şu kanaattir: Afv, kişinin kendisini, ailesini geçindirecek, onların zorunlu ihtiyaçlarını giderecek olan miktardan fazlasıdır. Hz. Peygamber'den gelen yorumların gösterdiği de budur. O, şöyle demiştir: Sizden biri bir şey infak edecekse önce kendi nefsine etsin, bundan bir şey artarsa bakmakla yükümlü olduklarına infak etsin; eğer bundan sonra bir şey artarsa işte o zaman başkalarına bağışta bulunsun. Bir yerde de şöyle buyuruyor: 'İhtiyaçtan fazlasını bağışlarken de dikkatli ol. Bakmakla yükümlü olduklarını öne al. Kendine yetecek olanı elinde tutmanı kimse kınayamaz.' Peygamberin bu konudaki benzeri sözleri çoktur.
Sayfa 324Kitabı okudu
PAYLAŞIMLA İLGİLİ TEMEL İLKELER
Kur'an, infakı anlatan ayetlerinde insan hayatının, özellikle toplumsal hayatın en önemli mutluluk ve başarı ilkelerini, değişik bağlamlarda vermiştir. Temel ilkelerden biri de şudur: İnfak; sevilen, değer verilen, infak eden için önemli olan şeylerden yapılacaktır. Kur'an bu noktanın altını ısrarla çizmektedir. Çünkü atılası şeyleri
Sayfa 321Kitabı okudu
91 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.