Çok sonradan anladım, aslında sevmek ne göze ne kaşaydı sevmek dediğin, bildiğin gönüllü esaretti. Hem de öyle bir seviyordun ki esaretin hiç bitmesin istiyordun.
Kime sormalıydı?
Nazım Hikmet'e, Edip Cansever'e en iyi kim bilirdi maviye olan hasreti? Kim bilirdi bir mavinin tutsaklığında kanatlarına açmayı semaya?