Rosella Postorino / Kurdun Sofrası
Bir kadının 2. Dünya Savaşı sırasında yaşadıklarını, çevresinde olan olayları ve savaşın son bulmasıyla hayatında nelerin değiştiğini anlatıyor #KurdunSofrası. Yazarımız, savaş yıllarında yaşadıklarını doksan altı yaşındayken bir gazeteye anlatan Margot’a ulaşmaya çalışıyor ama öldüğünü öğreniyor. Margot’un hikayesinden çok etkilendiği için de bu romanı yazmaya karar veriyor.
Annesini ve babasını kaybeden Rosa, bir senedir evli olduğu eşi Gregor’un da savaşa gitmesiyle yalnız kalmış ve eşinin ailesinin yanına taşınmıştı. Bir gün kapılarına dayanan SS subayları, onun artık Hitler’in çeşnicisi olduğunu ve onlarla karargaha gelmesi gerektiğini söylerler. Gittiğinde yalnız olmadığını, kendisi gibi dokuz kadın daha olduğunu görür. Onlar artık Kurdun inine girmiş, Kurdun sofrasına oturmuş, zehirlenme ihtimaline karşı ondan önce yiyeceklerini tadan çeşnicisi olmuşlardı.
Eskileri, çocukluğunu, Gregor ile yaşadıklarını hatırlıyor ve anılarıyla yaşamaya çalışıyordu. Ta ki Gregor’un kayıp olduğu bilgisi gelene kadar. Gregor hayatına onu mutlu etmek için girmişti. Kayıp olduğundan beri Rosa’yı hiçbir şey mutlu etmiyor ve artık ölmekten korkmuyordu.
On farklı kadın. Hepsinin farklı bir hikayesi ve mizacı var. Başlarına gelenlere tanık olacak, karargaha yeni gelen Yüzbaşı Albert Ziegler’in özellikle iki kişinin hayatını nasıl değiştirdiğini okuyacaksınız. Dostluğun ve ilişkilerin sırlarla dolu dünyasında gezintiye çıkacak, ummadığınız bir finalle duygusallaşacaksınız.
Keyifli okumalar…